2018 yılında canlı doğan bebek ortalaması Türkiye gibi küçük bir ülkede TUİK verilerine göre yaklaşık bir milyon iki yüz kırk sekiz bin sekiz yüz kırk yedi iken dünyada bu sayı daha da fazladır. Çocuk sahibi olmak artık biyolojik gereksinimleri yerine getirebilen herkesin yapabileceği bir şey haline geldiğinden geleceğimiz toplumumuz ve ülkemizin geleceği için önlemler almaya başlanın zamanı geldi ve geçiyor bile.
Toplumun en küçük ve en önemli yapı taşı olan ailelerin çocuklarını dünyaya getirirken ülkelerine ve çevrelerine yararlı birer birey yetiştirmeleri gerektiğinin bilincinde olması gerekir. Değişen toplum ve hayat koşulları ile dünyaya gelen her bireyin geldikleri bu dünyaya olan sorumlulukları günden güne daha da artmaktadır. Çocukların sorumlukları attıkça onları dünyaya hazırlayan ailelerin sorumlulukları da bir o kadar artmaktadır.
Bana kalırsa bu sorumlulukları birkaç ana madde altında inceleyebiliriz,
Öncelikle bireylerin hayatı için ailelerin çocuklarına maddi ve manevi olarak her türlü desteği sunmaları gerekir. Çocuklarımıza maddi destekte bulunabilmek için önce bireyin çocukları için çalışıyor olması ve bir birikiminin olması gerekir. Maddi durum her ne kadar sevgi saygı ve hoşgörü gibi çok önemli erdemler yerine geçemese de çocuğun yeterli eğitim, barınma ve sosyal ihtiyaçları için en önemli ihtiyaçları için gereklidir. Değişen toplumların gereksinimlerinden biri olan uzaktan eğitim için gerekli bilgisayar ve internet erişimi bu maddi durum yeterliliğinin önemine örnek olabilir.
Diğer ana madde ise manevi değerlerdir. Güven, saygı, sevgi ve hoşgörü ‘dür. Huzurun ve güvenin olmadığı ortamlarda hayatlarının en önemli yıllarını geçiren oralarda büyüyen çocuklar, çocukluklarını yaşayamadıkları gibi gelecek hayatlarında da kendileri zorluklarçekerler ve başkalarına da çektirirler.
Daha küçük bir çocukken ailesinden gördüğü şiddet ve şiddet eğilimli davranışlar sonucunda büyüyüp yetişkin bir birey haline geldiğinde şiddet eğilimi ve çeşitli ruhsal bozukluklar geliştiren bireylerin işledikleri suçları aldıkları canları her gün televizyonu, gazeteyi veya gözümüzü açtığımızda görmek mümkün. Sorumsuz ve ebeveynlik gereksinimlerini yerine getirmeyen ebeveynlerin yetiştirdikleri bu çocuklar birçok masum çocuğu annesiz ablasız bırakıp onlardan çocukluklarını ve hayatlarını çalıyorlar. Bazı ailelerin sorumsuzlukları diğer ailelerin dağılmasına ve yaralanmasına nedne oluyor.
Bu elem olayların olması eşlerin ebeveynler haline gelmeden önce alabilecekleri önlemler, eğitimler veya girebilecekleri zorunlu testler gibi ufak hareketler ile engellenebileceklerdir. Finans inşaat gibi maddi alanlarda her gün binlerce dolar yatırım yapan başka ülkeler ve ülkemiz iş geleceklerini bu denli yakından etkileyecek çocuklar için alınacak önlemlere gelince geleceklerine yatırım yapmıyor.
Yukarıda örnek verdiğim ve daha fazla örnek verebileciğim bu durumların tekrar etmemesi canların yanmaması için ebeveynlik yeterlilik testlerinin yapılması ve eğitimlerinin verilmesi kilit toplumların bugünleri yarınları ve sonrası için küçük görünseler de çok büyük ve hayati önem gösteren önlemlerdir.