Sosyal medya hayatımızdaki birçok konuya karşı bakış açısını etkilemektedir. Bu etkilenim siyasetten güzellik algısına kadar değişmektedir. Günümüzde pek çok genç Hollywood yıldızları gibi güzel bir yüze veya güzel bir vücuda sahip olmak için ya birçok kez bıçak altına yatmakta ya da estetisyenlerin kapısını aşındırmaktadır. Bazıları da kendini tanınmayacak hale getirene kadar fotoğraflarını düzenlemekte, onları fotoşoplamaktadır. Sağlıklarından olmak bile artık onları ilgilendirmiyorken bu sorun nasıl çözülebilir?
Biz kız çocukları alışığız aslında güzellik algılarına ve onlara uymaya veya uyamaya çalışmaya. Daha çocuk yaştayken ellerimize tutuşturulan Barbie bebekler öğretti bize güzelliğin ne demek olduğunu. Sütun gibi bacaklar, minicik eller ve ayaklar, incecik bir bel, buğday ten, kum saati şeklinde bir vücut; çıkık elmacık kemikleri, şekilli kaşlar, mavi göz, uzun kirpikler, sarı bir saç… Çocukluktan kafamıza böyle kazınmış. Şimdi o kız çocukları büyüdüler, birer genç kız oldular ama hâlâ güzel değiller. Çünkü artık Barbie’ler daha gerçekçiler. Sosyal medyada büyük mavi gözler, sarı saçlar, abartılı derecede yapılı vücutlar var. O zamanlar cansızlardı o bebekler ama artık sosyal medyada boy boy fotoğrafları var Barbie’lerin.
Belki bizim küçüklüğümüzde bu algı oluşmamış olsaydı sosyal medyada da buna maruz kalmayacaktık kim bilir. Gerçi Mattel şirketi artık çeşitli özelliklere sahip Barbie’leri piyasaya sürmeye başladı ama kimse almıyor, çünkü bize yerleştirilmiş algımıza göre o bebekler güzel değil.
Belki de kendimizi koruyan biz olmalıyız bu durumlarda. Ama hiç aklımızdan çıkarmamamız gereken bazı hususlar da var: o fotoğrafı muhteşem yapmak için saatlerini harcayan birilerinin olduğu, estetik operasyon yaptırmak isterken ölenlerin olduğu, sadece birkaç kilo vermek amacıyla saçma sapan operasyonlar yaptırıp anoreksiyadan ölenlerin olduğu, herkesin artık sadece tek bir fabrikadan çıkmış ürünlere benzediği, farklılıkların bizi biz yaptığı.
Fakat hâlâ bir umut var. O genç kızlar artık her şeyin farkındalar ve kız kardeşlerinin de kendileri gibi zorlanmamaları için hareketler, trendler başlatıyorlar. Artık her ten renginin bir güzelliği var. Sahip olduğumuz her santimetrekare deriye minnet doluyuz artık. İstediğimiz kıyafetleri giyip algıları yıkıyoruz. Filtreler artık güzellik amaçlı değil, eğlence amaçlı kullanılıyor. Estetik oranlarının kat kat arttığı o gençler artık kendilerini seviyor ve aksini hissettirenlere dur diyorlar.
Sonuç olarak, çözüm ailelerin ve sosyal medayadaki insanların elinde. Çocuklarımıza herkesin güzel olduğunu, sahip olduğumuz şeyler için şükür dolu olmamız gerektiğini anlatmamız gereklidir. Bu sayede sosyal medayadaki güzelleşme çabası ve insanların kendilerine çektirdikleri zulümler sona erer.