İnsanlar neden en kritik durumlarda bile duygularıyla hareket eder asla anlamadım ve anlayamayacağım. Şu hayatta insanın başına ne geliyorsa duygularından geliyor, duygularını belli etmeden.Beyinimizin karar verme işini eğer kalbinize bırakırsanız emin olun ki her zaman yanlış yapmayı başaracaksınız. Çünkü karar vermek kalple yapılan bir eylem değil mantık ile yapılan bir şeydir.
Konuyu biraz daha açayım akıllı insanlar diye nitelendirdiğimiz kişiler aslında zihnini bütün dünyasal duygulardan arındırmış kişilerden başka bir şey değillerdir.Çünkü zihinleri gereksiz duygularla kurcalanmaksızın doğru karar verebilirler.Onlara duyguları engel olup onları yanlış şıkka sevk etmez.İşte tam bu yüzden de toplumların büyük bir kısmı akıllı insanları sevmez.Onlardan korkarlar çünkü onları sıradan insanlar gibi kısıtlayan zincirler kırılmıştır artık, onların önünde kimse kalmamıştır; acı verici çıplak gerçeklikten başka.Duygularla mantıklı karar verme arasında ters bir oran vardır. Siz her ne kadar duygulu bir insansanız o kadar yanlış seçim yaparsınız. Gerçekleri kabullenip barışmak bakımından yetersiz hatta etkisiz kalırsınız. Eğer ki duygularınızla doğru seçimi yaparsanız etkili ama akılsız bir seçim yapmış olursunuz.Çünkü o seçimi emin olmadan duygularıyla seçen bir birey ileride karşısına çıkacak sorunlara sağlıklı bir şekilde karar verme yetisine sahip olamaz ki bunu sonuçunda da başarısızlık kaçınılmazdır.Disiplin ile gelen soğukkanlılık bize karar verirken en çok yardımcı olan şeylerdir.Bu iki temel ilkeyi ancak “Duygusuzluk” üzerine çok sıkı çalışmış bireyler başarabilir.Çünkü herkes kabul etmese de bilir ki en zorlu durumlarda kontrolü elinde tutan bir avuç duygusunun esiri olmuş kişiler değil hala mantığındaki sesi dinleyen duygusuz kişilerdir. Ve duygusuzluk unutulmayı kabul etmekle başlar.
Hiç merak ettiniz mi? Sizi tanıyan son insan da öldüğünde insanlık tarihinde adınız silindiğinde sizin doğmuş olmanız veya ölmüş olmanız ne fark eder ki? Kim ister ki bunu? Öldükten sonra akıllardan silinecek, arkasından sadece o adam/kadın diye bahsedilmek.Kimse istemez. Bunu istemiyorsan kağıdın üzerine veya başka bir şeylere yazmak yerine bir fikrini,düşünceni insanları aklına yaz ve öyle şeylerle uğraş, öyle şeyler söyle ki bir insan, on insan veya bin insan değil; bütün insanlığın aklına yaz düşüncelerini.Çünkü o zaman siz öldüğünüzde bile düşüncenizi silmek için bütün insanlığı öldürmek gerekir.Ve düşünceniz ölmediği zaman da aslında siz hiç ölmemişsinizdir.