Covid-19’un dünyamızı sarmış olduğu gerçeği sonucunda uzaktan yani “online eğitim” süreci başladı. Öğrenciler evlerinden derslere bağlanarak gerçekleştirdikleri bu eğitimde, bazı platformlar üzerinden dersleri canlı yayın biçiminde izliyor ve ödevleri de mail veya benzer yollarla gönderiyorlar. Bazısı bu durumdan oldukça memnunken, bazısı kendini normalde olduğundan çok daha fazla baskı altında hissediyor.
Karantina durumunda insanlarım morali doğal olarak günden güne daha kötü bir hal alıyor. Sürekli aynı yerde olup kapana kısılmış hissinin yanında çaresizlik de geliyor. Zaten mutsuz olan kişi, bu sefer umutsuzluklar baş etmeye çalışıyor. Sonucunda da yaşamdan beklentisi sıfır denecek düzeye geliyor.
İnsanların umutsuz olmasını engellemek ve onları bunalımdan uzak tutmak için işler internet ve canlı görüşmeler şeklinde devam ediyor. Bu olağanüstü durumdan öncesinde sadece bazı meslekler evden çalışma olanağına sahipken şimdi doktorlar dışında kimse iş yerine gidemiyor, dolayısıyla sosyalleşemiyor. Tabii öğrenciler içinse durum çok daha farklı. Dünyanın benzersiz bir virüs olarak tanımladığı bu vakanın etkisi, ergenlik ve büyüme çağında olanların üzerindeki etkisi çok daha fazla.
Yaşlarından dolayı ailesiyle anlaşamama durumu oldukça fazla görülen bu kitlenin şimdi ailelerinin yanın koşulsuz şartsız tıkılmak zorunda kalması, kolay denebilecek bir durum değil. Üstelik okullar da bu durumu engellemek ve onları olası depresyon, ruhsal bozukluklardan uzak tutabilmek için onları meşgul etmenin en doğru yol olduğunu düşünüyorlar. Fakat durum okulların düşündüğünden oldukça farklı, virüsten önce bile sınavlardan şikayetçi olan ve sadece sınav stresinden dolayı birçok sıkıntı yaşayan öğrenciler, şimdi karantinanın etkisinde yine aynı stresle ve ödevlerin yer yer sınav ve sözlü notu olarak karneye geçen bir sistemde ödevleri yetiştirememe korkusuyla yüzleşiyorlar. Bunalımdan uzak tutularak strese ve huzursuzluğa itiliyorlar. Bu da beraberinde doğal olarak başka sıkıntıları ortaya çıkarıyor.
Okulları müfredatlarını yetiştirme çabası bir noktada anlaşılabilir fakat yazın da okulun eski sistemde devam edecek olması gerçeği göz önüne alınacak olursa, şu an öğrencilerin evden neden bu zorluklarla eskisinden de daha canla başla çalıştıklarına anlam vermek zorlaşıyor. Yani en çok motive olması gereken öğrenciler iken yaz tatilini de yoğun bir yıl sonrası okulun devralacak olması, yazla ilgili yapılan planların bir yana itilmesine neden oluyor. Bu durumun da beraberinde gelecek yılın öğrenciler için işkenceden farksız bir yıl olacağını fazlasıyla öne sürüyor.
Geleceği için çalışanların çalışmaması söz konusu olamaz ancak her şeyin fazlasının zarar olduğu bir gerçek. Sonuçta az olsa da konsantre olarak çalışmak, saatler boyunca odaksız ve istemsizce yapılan ödeve göre çok daha verimli.
Diğer nedenler düşünülürse, online eğitimin devam etmesinin birçok olumlu yanı var. Ama evden çıkmayan ve sürekli bilgisayar başındaki gençlerden sürekli yakınan bir dünyada yaşıyor olduğumuz düşünüldüğünde tabii ki böyle sağlık tehdit edici bir durum dışında eğitim bahanesiyle gençleri evlere hapsetmek anlamsız olur. Bu nedenle okul eski sistemine ivedilikle geri dönmeli ve ileride böyle bir durumla karşılaşma ihtimaline karşın dünyayı kurtaracak olan gençlere en iyi şekilde eğitim vermeye devam etmelidir.