Moonstone evinin, koca koridorlarından birinde asılı olan, diğer resimlerden biraz daha büyük ve daha farklı bir çerçeveye sahip bir resimdim. Orası, kocaman kapıları ve gösterişli merdivenleri olan, birçok yetimin yeni evi olan bir ev. Evin sahipleri çocukları çok severmiş, bu yüzden evde bir sürü çocuk var. Oraya bir tür yetimhane de diyebiliriz çünkü evde neredeyse 20 tane çocuk var! Her gece, evin etrafındaki dağlar sanki çatlamış da, ev havaya uçacakmış gibi rüzgar olur. Bu yüzden hem ben hem de çocuklar rüzgarın sesini uluyan kurtlar sanırlardı. Sanırım o evde yaşanan en korkunç olay, dağın üstündeki bir ayı, evdeki yemeğin kokusunu almış ve evin kapısını neredeyse kıracaktı. Neyse ki evin sahipleri ayıyı durdurmayı başarmıştı. Başka bir olay ise bir çocuk yanlışlıkla 4 gün art arda bozulmuş süt içmiş. Her öğün! Bu yüzden sütün içindeki her neyse, çocuk onu içtikten sonra garip davranmaya başlamış. Çok garip! “KAÇIIINN!!” diye bağırıp duruyordu. Doğru söylemem gerek diğer çocuklar ona durmadan gülmüş. Burası garip bir yer ama tamamen kötü garip değil! İyi anlamda garip. Burayı seviyorum ve hep seveceğim!
Duvardaki Yaşam
(Visited 14 times, 1 visits today)