İnsan psikolojisi, çok komplike, çözülmesi zor ve aynı zamanda yüksek dozlarda etkileyici olmasının dışında bir yandan da her şeyden etkilenir. Çevresindeki faktörler insan psikolojisinin üstünde sandığımızdan çok daha büyük bir etkiye sahiptir. Beynimiz kendince ve istemsizce yaşadıklarımıza bağlı olarak bazı durumları, kişileri, olayları, nesneleri kodlar ve beyine sinyal gönderilir. Bu durum sonucunda beyin kendi kodlarını istediği gibi algılar. İşte insan psikolojisi de tam olarak böyle işler.
Günlük yaşamda fark etmediğimiz bir sürü şey bizi ve anlık psikolojik durumumuzu etkiler. Renkler, mekanlar, renklerin oluşturduğu birleşim vb. çoğu şey bir faktördür. Hava durumu da bu şaşırtıcı etkilerden biridir.Hava durumu, değişebilen zihinlerimize dair oldukça fazla metafor sunar. Anlık modunuz, güneşli ya da kapalı, geleceğiniz bulutlu ve ilişkileriniz ise fırtınalı olabilir. Tıpkı hava durumu gibi, duygularımız da bazen doğanın kararsız ve kontrol edilemez değişimleri gibidir. Hava durumu koşulları içerisinde anlık modumuzla en çok ilişkilendirileni güneşli bir havadır. Her ne kadar bu bağlantı pek çok insanın düşündüğünden çok daha zayıf olsa da, güneş ışığının duygusal anlamda olumlu bir yapıyı güçlendirdiği, olumsuz duyguları ve yorgunluğu azalttığı tekrar tekrar ulaşılmış sonuçlardandır.
2013 yılında Fransız psikolog Nicolas Gueguen tarafından ilginç bir araştırma yapılmış ve bazılarımız için romantik ilişkilere dair “taktik” niteliğinde sonuçlara ulaşmıştır . Yapılan araştırmada, çekici ve düzgün giyimli bir erkek, eşi olmayan kadınlara yaklaşarak gayet nezaketli bir dil ile telefon numaralarını istedi.Yürütülen deneyde, söz konusu bu erkek, kadınlara; “Sadece hoş bir kadın olduğunuzu söylemek istiyorum.” cümlesiyle yaklaşıyor ve ardından “Eğer sizi arayabilirsem, belki bir gün bir kahve içebiliriz.” diyerek kadınlardan telefon numaralarını istiyor. “Antoine” isimli adamın bu tekliflerinin güneşli günlerde %22 oranında başarılı bir geri dönüş aldığı, bulutlu ve kapalı havalarda ise yalnızca %14’lük bir başarı ile geri dönüş alabildiği görüldü. Gueguen’nin güneşten yardım alan bu flört teklifi çalışmaları, 2011 yılında yürüttüğü bir buket çiçek ile yapılan ve 2012 yılındaki pastalı flört teklifi araştırmalarının devamı niteliğindeydi. Ancak kültürel ve ulusal etkenlerin çalışma bulgu ve sonuçlarını da etkileyeceğini söylemeliyiz.
Hava şartlarındaki değişim ne kadar ani ve hızlı ise duyarlı kişilerin yakınmaları da o kadar artar. Organizma hava kütlesindeki ani değişimlere yeterince hızlı ayak uyduramayabilir. Söz gelimi tansiyonu düşük olan kişilerde kan dolaşımı aksayabilir.
Astımlı ya da eklem hastalıkları olan kişiler havadan en çok yakınan hastalar arasındadır. Soğuk havalarda solunum güçlüğü veya eklem ağrıları gibi semptomlar şiddetlenebilir. Alçak basınç vücut üzerinde genellikle olumsuz etki yaparken kararlı bir yüksek basınçta şikâyetler ortadan kalkabilir. Ancak yüksek basınca rağmen hava çok sıcak ya da çok soğuksa vücut yine yüklenebilir. Bu bakımdan, vücut üzerinde en olumlu etki yapan havalar ilkbahar ve sonbahar aylarındaki yüksek basınçtır.
Yapılan deneylere, gözlemlere ve psikolojik durumlara baktığımızda hava durumunun insan psikolojisinin üstünde büyük bir etki olduğunu görebiliriz.