İnsanların kişisel görüşleri, bakış açıları, yaşam tarzları insanların hayatlarını, ne giyiceklerini, ne yiyiyeceklerini, çevresindeki insanları, meslek seçimlerini, hobilerini ve bunlar gibi birçok şeyi şekillendiren unsurlardır. Yaşam tarzı doğdukları yere göre değil büyüdükleri yere göre şekillenir. Bakış açılarını da okudukları kitaplar, çevresindeki insanlar ve hobileri şekillendirir. Yani bir zincir gibi dökülür hepsi. Bakış açılarını hem şekillendirirler, hemde bakış açılarına görede şekillenirler. Tabii bu zinciri oluşturmak içinde bir ömrünüzü vermeniz gerekir her geçen gün her geçen saniye şekilenmeye büyüğümeye ve dökülmeye devam ederler. Her bir zincir parçası hayatınızın bir kısmını temsil eder ve ömrünüz sonlandıktan sonra bile o zincir yaşamaya devam eder çünkü o zincirdeki her bir parçayı özenle başkalarına işlersiniz. Tabii bu zincirin paslanmaması için özenle cilalamayı ve o zincire kötü gelicek paslandırıcak şeylerden uzak tutmanız gerekir.
Bakış açısı insanlar içerisinde bazı ayrıştırılmalara maruz kalmıştır. Olaylara düz bir açıdan bakan yani insanlara göre sade, basit, bakış açısı dar, at gözlüğünden bakma dedikleri bu bakış açısı bu tarz kalıplarla süslenmiş ve bu bakış açısından bakan insanları genellikle yargılamışlardır. Diğer bir taraftan herkesin kendi pencerelerini başka insanlara dayatmaya çalışan tüm pencerlelerden bakma olayıda, bakış açısı geniş, düşünebilen insanlara yapıştırılmış, insanlarında ağzından düşmeyen her bir olayı ve insanı bağladıkları problemlerden ve olaylardan kaçma yöntemidir. İnsaların kendince doğru gördükleri açıları tüm pencereler diyerek diğer düz bakışlı at gözlüğünden bakıyor dedikleri insanlara zorla dayattıkları kendi düşüncelerini doğru ve geniş olduğunu düşünerek tek tip düşünen insan tipi oluşturmuşlar ve farklı düşünen insanlarada bu dar görüşlü lakabını takmışlardır. Çoğu şey bazı insanlara göre doğru kabul edilip diğer insanlar tarafından da doğru görülmek zorunda bırakılıp düşünemeyen, kendi fikrini söylemekten çekinen, doğrularını haykıramayan, kendi doğrularını oluşturamayıp fikirlerini kelepçeleyen bir nesil oluşmuş susmaya mahküm bırakılmıştır. Herkes tek tip düşünmek zorunda bırakılıp asıl şuan at gözlüğünden bakıldığı herkesin çocukluğundan araştırma, düşünme, öğrenme gibi isteklerini çim gibi biçerek insanları düşünce açısından fakirliğe ve yoksulluğu sürüklemişlerdir. Çocukken aman şunu elleme, ona dokunma, oraya gitme, şunu söyleme, bu yanlış, şu yasak denilerek insanların ve toplumların geldiği bu düşünce yoksunluğu bir hastalık haline gelmiştir.
Bakış açılarını şekkillendiren bir diğer şey ise sosyal medya, internet gibi şeylerin insanların hayatlarına girmiş olmasıdır. Sosyal medyanın insanların hayatına girmesiyle yediden yetmişe her insana hitap eden platformlar oluşturulmuş ister anonim ister isimleriyle paylaşım yaptıkları bu platformlarda dünyanın her bir köşesinden her yaşta insan birbirine ulaşmıştır. Sosyal medyanın iyi yönleri ağır bassa da kötü yönleride vardır tabii. Ama biz ne iyi ne kötü yönünden bahsedicez nötr ve bir sürü şekilde bakıldığında pozitiflik ve negatiflik görülen sosyal medyanın bakış açılarına katkılarından bahsedeceğim. Sosyal medya insanların kendi gibi düşünen her türlü insan tipinden her türlü konudan oluşan insan topluklarına aynı anda ulaşıp fikir tartılışılabilineceği bir yer haline gelmiştir. Bu iyi birşeydir çünkü artık insanlar sosyal medyada seslerini kolaylıkla duyurabilmekte, paylaşabilmektedir. Ne yazıkkı insanlar seslerinin kendi topluluklarında duyuramayıp düşüncelerini paylaşmakta zorluk çektikkleri için her türlü dayatılmış fikrin düşüncenin içerisinden bir kurtarıcı melek gibi insnalrın hayatına girmiş olan sosyal medya gün geçtikçe insanların acılarını, fikirlerini haykırabildikleri ve kendileri gibi davranabildikleri bir platform olmuştur. İnsanların ağızları mühürlenmiş olsada parmakları özgürlüğüne kavuşmuş ve sözcükler kelimeler insanın sesi olmuştur. Tabii bu durum kötüye de kullanılmaktadır. İnsanlar sosyal medyada fikir ve düşünceleri o kadar özgür bir şekilde paylaşmaktadırlardır ki artık insanlar hakkında kalp kırıcı, rahatsız edici, taciz içerikli yazılar, mesajlar, görseller paylaşmaktadırlar. Sosyal medya ne kadar insanların kuratrıcısı olsada bir taraftanda kabusu haline gelmiştir. Fikir, düşünce ve eleştiriyi özelliklede eleştiriyi yanlış anlayan insanlar, insalar hakkında taciz edici küçümseyici ve de hakkaret içerikli yazılar paylaşmayı kendi haddlerine bilerek insaları rencide eden paylaşımları kolaylıkla yapmaya başlamışlardır.
Bakış açıları düşünmeyi bilen insanlara sanattır, kendilerini ifade edebilen ne olursa olsun kendi düşüncelerini önemli görüp paylaşabilen sosyal medya gibi şeylerden etkilenmeyip özgün olabilen insanlardır bakış açısını sanat yapan. Tabbi doğduğu yer ve çevresindeki insanların kısıtlamaları ve o insanların doğrularıyla büyümüş insalar için pekte kolay değildir. İnsanları bir şeye inandırmak zorla olmaz ağzını mühürlesenizde düşünceleri hep zihinlerinde barınacaktır.