Dünye’ye Yolculuk

Pazartesi günü Ozan evde top oynuyodu. Dışarıya baktı ve yağmur yağıyor dedi. 2 saat sonra yağmur dindi. Ozan dışarı çıkmak için annesinden izin aldı. Annesi izin verince dışarıya çıktı. Derken bi baktı ki gökkuşağı çıkmış. Ozan hemen gökkuşağının altına gitti ve kendini başka bir gezegende buldu.
Bu gezegen çok gelişmişti. Bu gezegen hakkında hiçbir bilgisi yoktu. Yanındaki bir insana şöyle sordu: “acaba hangi gezegendeyiz, yıl kaç?”
Bu insan biraz Türkçe biliyodu. Ozana kötü bir Türkçe ile şöyle cevap verdi: byuresi Dünye gezagevi yıl 4636. Bu gezagevidekhyi bazı ülkelar Mö Mö cum. Öküz cum. Eymenli cum. Ve pante ponto pa. Biz Solakas kıtesandaki Mö Mö cumhuriyatınde yeşiyuroz. Dedi. Ozan en azından birkaç şey öğrenmişti.
Ozan bir okula gidip 3 ayda Mö Mö’ce öğrenmişti. Artık cümleler kurabiliyordu. Sıra Eymenlice öğrenmekteydi. Başka bir okula gidip 2 ayda Eymenlice, 4 ayda Öküz’ce öğrenmişti. Artık Mö Mö cumhuriyetinden ayrılmalıyım diyen Ozan’ın gözüne yandaki “İstediğin Dili Seç ve Öğren Okulu” ilişti. Orada Pante’ce öğrenmeyi 6 ayda bitirdi ve dünye gezegeninin en çok konuşulan 4 dilini öğrenmişti. Artık insanlarla az da olsun konuşabilirdi derken o da ne! Haberlerde özel araçlar sayesinde dünya’daki ülkeleri dünye’ye taşıyıp savaş açıldığını duydu, biran için çok korkmuştu. Sonra bazı ülkeler dünya’da kalacak haberini duyunca rahatladı. Listede hiçbir Türk devleti yoktu, rahatlayan Ozan derin bir oh çekti. Sonra gökkuşağının altından geçip annesine ve ailesine olanları anlattı. Bütün aile gökkuşağının altından geçti ama Ozan az kalsın dünya’da kalacaktı. Son anda onu teyzesi çekti ve Ozan da geldi. Gökkuşağı yok oldu. Köpekleri ve kedileri de yanlarına aldılar. Mö Mö cumhuriyetinin başkenti Arı’dan ev aldılar. Artık Mö Mö cumhuriyetinin başkentinde yeni bir yaşam kurdular.