Dünyayı Saran Suçlar

Özellikle son yıllarda artan suç oranı nedeniyle sosyal kaygı ve tehlike duygusu artmaktadır. Ülkemizde ve dünyada hırsızlık, kadın cinayetleri, taciz ve daha birçok beklenmedik suçlar artmakta, bunun sonucunda düzensiz ve kaotik bir sosyal ortam ortaya çıkmaktadır. TÜİK’e göre tutukluların %84,3’ü hükümlü, tutukluların ise %15,7’si hükümlü. Erkekler cezaevi nüfusunun %96’sını, kadınlar ise %4’ünü oluşturuyor. 2019’da FBI, 100.000 kişi başına toplam 2.109.9 mülk suçu ve 100.000 kişi başına 379.4 şiddet suçu bildirdi. Türkiye’de artan dolandırıcılık, cinayet ve kadına yönelik şiddet tekrar eden suçlar arasında yer alıyor. Peki tüm bu suçlar ülkemize ve dünyaya yayılırken alınan önlemler ne kadar yeterli?

 

TÜİK’e göre, 2010’dan 2013’e kadar Türk suç kurumlarında tutuklanan ve hüküm giyen toplam kişi sayısı yaklaşık 24.000 arttı. Aynı şekilde 2014 yılından 2017 yılı sonuna kadar cezaevi ve infaz kurumlarının sayısı yaklaşık 88.000 kişi artarak 200.000’den fazla kişiye ulaşmıştır. 2019 yılı boyunca cezaevlerinde tutuklu bulunan kişi sayısı rekor seviye olan 292 bine ulaştı. 2020 yılında 266.000 kişi, 831 kişi gözaltına alındı. Cezaevlerindeki kişilerin cinsiyetini incelediğimizde, yıllar içinde erkek nüfusun kadın nüfustan çok daha fazla temsil edildiği gözlemlenmiştir. Ancak 2010’dan 2020’ye Türkiye’de cezaevi nüfusunun artmasıyla birlikte nüfus içindeki kadın oranı da %3,5’ten %4’e yükseldi ve dünyayı dolaşırken alınan önlemler ne kadar yeterli?

 

Anlaşılacağı üzere suç oranı ve hüküm giyenlerin sayısı giderek artmaktadır. Bunun sonucunda toplumun refah seviyesi azalır ve düzensizlikler ortaya çıkar. Akla gelen çözümlerden en yaygınlarından biri hapishane ve cezaevlerinin sayısını arttırmak oluyor. Ancak hapishane sayısı arttırılsa bile bu çözüm işlenen suç sayısında bir düşüşe sebep olmuyor. Bunun en bariz nedeni, suç işleyenler suç işlemeye devam ediyor ve cezasını çektikten sonra tekrar suç işlemeye devam ediyorlar. Hatta Türkiye’de verilen cezalar diğer ülkelere kıyasla çok da hafif olduğu için suçlular kısa süre ceza evlerinde bulunup tekrardan dış dünyaya salınıyorlar. Sonuç olarak hapishane sayısını arttırmak efektif bir çözüm sunmamaktadır. Daha mantıklı bir çözüm de suçu azaltmaktır. Bu seçenek, sorunu temelde çözdüğü için daha verimlidir. Başka bir deyişle, suçu önleyin, suçluları hapse atmayın. Bu, insanların yasaları çiğnemesini önler ve suçu minimumda tutar. Daha sert suçla mücadele yasalarına ek olarak, cezalar da daha ağır olmalıdır. Bu sayede insanların günah işleme eğilimleri azalır ve barışçıl bir toplum kurulabilir.

(Visited 10 times, 1 visits today)