Geride bıraktığımız yıl bizde bir çok olumsuzluk bıraktı. Yeni yılda bu olumsuzlukları artık hayatımızdan çıkmasını bütün kalbimle diliyorum.
Covid-19 diye bir virüsün Dünya’yı sardığını ilk duyduğumda, kısa sürede tedbirler alınır, tedavisi bulunur diye düşünümdüm. Fakat ne acı ki öyle olmadı.
Önce tedbir amaçlı okullarımızdan uzaklaştırıldık, sonra sokağa çıkmamız yasaklandı. Arkadaşlarımızı görmeyeli aylar oldu. Sanki hiçbir şeyin tadı kalmadı. Online eğitim yüz yüze olan kadar zevk vermiyor. Başlarda hemen geçer, atlatırız dediğimiz virüs bitmek bilmiyor. Bizi sevdiklerimizden uzaklaştırdı. Okulumuzu, sosyal hayatımızı kısıtladı. En çok da annem ve babam covid olduğunda korktum. İnsan sevdiklerine bir şey olunca daha çok telaşlanıyor.
Çevremizde yasaklara rağmen maskesiz gezenlere, komşulara gelen kalabalık misafirlere sanki acelesi varmış gibi düğün yapanlara, işi olmadığı halde kapalı ortamları kalabalıklaştıranlara içten içe hep sinirlendim.
Çünkü asıl önemli olan eğitim hakkımız bizden alınıp, okula gitmemiz yasaklanırken. Çok önemliymiş gibi düğünler, kutlamalar, yurt dışına giriş çıkışları yasaklanmadı. Eğer büyükler bilinçli davranıp gereksiz kalabalık ortamlara sebep olmasaydı, biz okulumuzda gerekli eğitimi alabilecektik. Arkadaşlarımızdan uzak kalmayacaktık, eğitimimizi daha net tamamlayacaktık.
Saygı değer büyüklerim, lütfen sorumluluklarınızı bilip bizler için tedbirli da”vranın. Bu virüs şahsi değil hepimizi ilgilendiriyor. “Çevremizde bana bir şey olmadı, diğerlerinden bana ne diyip pozitif olduklarını saklayanlar bile gördük.” Ne olur yapmayın. Siz böyle yapmayın ki biz çocuklar normal hayatımıza dönelim.
Gelecek biziz, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk geleceği bizlere emanet etti. Geleceğimizi sorumsuz davranışlarla elimizden almayın. Biz artık korkmadan hastalanmadan