21. yüzyılın gelmesiyle beraber “hayatı kolaylaştırmak” anahtarı ile evlerimizin kapılarını aralayarak biz fark edemeden günlük hayatımızın parçası haline gelen birtakım gereçlerin keskin varlığı ve onlarsız bir hayatın bize düşünülemeyecek gelişi şüphe götürmez. Öyle ki geçtiğimiz yıllarda değil kullanıldığı, hayallerinin dahi akla gelmediği bu cihazlar hayatlarımızı kolaylaştırmıştır kolaylaştırmasına fakat beraberinde kimi 21. yüzyıl insanının yedi büyük günah arasında bile yerini bulmayı başarmış olan tembelliğin pençelerine sürülmüş olduğu yadsınamaz bir gerçektir.
Günümüz insanının damarlarında akan tembelliğe karşın Tesla Model 3’ün çıktığı dönemde haftada 120 saat, eşit olarak günlere bölündüğünde günde yaklaşık 17 saat çalıştığını söyleyen Elon Musk; çalışanlarının aynı dönemde haftada yaklaşık 100 saat, eşit olarak günlere bölündüğünde 14 saat çalıştığını söylemiştir. Bununla beraber “Çalışması daha kolay yerler var ancak kimse dünyayı haftada 40 saat çalışarak değiştirmedi.” sözlerini sarf eden Musk, işçilerin “dünyayı değiştirmek” fikrini amaçlandığı takdirde haftada 80-100 saat arasında çalışması gerektiğini savunmuş ve bunun “sürdürülebilir” bir rakam olduğunu iddia ederek devam etmiştir. Bu şekilde devam edildiği sürece 1 yıl içerisinde gerçekleştirilebilecek olan hedeflerin yalnızca 4 ay içerisinde gerçekleştirilebileceğini de eklemiştir. Gerçek hayatın Tony Stark’ı olarak da kendinden söz ettiren Güney Afrika asıllı Amerikalı mucit ve girişimci Elon Musk, SpaceX’in kurucusu ve Tesla Motors ile PayPal’ın kurucu ortaklarından olmakla beraber SpaceX’te CEO ve baş tasarımcı; Solarcity’de başkan, Tesla Motors’da başkan, CEO ve ürün mimarı olarak görev yapmaktadır. Musk, şirketlerindeki çalışma koşullarıyla ilgili soruları yanıtlarken SpaceX, Tesla, Boring Company ve Nueralink benzeri şirketlerin yalnızca kendi deyimi ile “bir şeyler yapmak isteyenleri” işe aldığını da dile getirmiştir.
Ne var ki günümüzün en başarılı insanlarından biri olarak görülen Elon Musk’ın kelimelerinin doğruluğuna sırtımızı dayadığımız takdirde asgari ücretle iki işte birden günde 12 saatten fazla çalışan işçilerimiz tarafından dünyanın göz açıp kapayıncaya kadar değiştirilebileceğini varsayabilir veya dünyanın en uzun çalışan milleti olup yılda ortalama 2255 saat çalışan Meksikalıların dünyanın en güçlü devleti olması gerektiğini düşünebilirdik. Elon Musk ile beraber Aziz Sancar, Bill Gates, Steve Jobs, Warren Buffet, Tim Cook ve Jeff Bezos gibi 21. yüzyılın en başarılı isimleri de çok çalışmanın önemini savumuştur. Buna rağmen ne kadar çalışıldığından çok ne uğruna, ne gibi motivasyonlarla çalışıldığının daha önemli olduğu açıktır. Saatlerce çalışmak kimi durumlarda Elon Musk’ın dediklerine paralel olarak sonuç verebileceği halde bu denilenleri kanunlaştırmak yanlış olacaktır.
Elon Musk’ın deyimiyle amacı “bir şeyler yapmak” olup dünyayı değiştirme hedefiyle yola çıkmış kişiler ile yazımın başında bahsettiğim yalnızca bir şeyler yapmak zorunda olmama lüksüne sahip olmak için bir şeyler yapan, tembellik kemiklerine işlemiş kimseleri aynı kefeye koymak faydasız olduğu gibi bahsedilen kimseler haftada 80 değil 120 saat çalıştığı takdirde dahi bir işe yarama isteğiyle yanıp tutuşan kişilerden alınan verimi sağlayamayacaktır. Uzun lafın kısası parmak basmamız gereken nokta çalışma saatleri değil çalışan kişinin zihniyetidir.
Kaynakça:
http://www.milliyet.com.tr/Elon-Musk-in-hayat-hikayesi-molatik-7735/?Sayfa=2
https://www.weforum.org/agenda/2018/01/the-countries-where-people-work-the-longest-hours/
https://tr.sputniknews.com/abd/201811281036356817-elon-musk-isciler-dunyayi-degistirmek-icin/
https://www.youtube.com/watch?v=fgGQAi52W8U