Ülkeler arası sorunlar ve iletişimsizlikler beraberinde bazı problemler getirmektedir. Günlük yaşantımızda mutlaka karşımıza ülkeler arası gerilimlerle alakalı haberler çıkmıştır ve çıkmaktadır.
Bu problemlerin kimi zaman ekonomik nedenlerden, kimi zaman çıkar çatışmalarından dolayı ortaya çıkmaktadır. Dünya tarihine de yüzeyler bir şekilde bakacak olursak, yakın tarihte ülkelerin çıkar çatışmaları, kaynak istekleri, zenginleşme istekleri ve özgürlük tutkusu gibi birçok sebepten dolayı bir sürü savaş çıkardığına tanık olabiliriz. Örneğin 1. Dünya Savaşı: Başlama sebebi ne kadar Avusturya Macaristan veliahdının bir Sırp milliyetçi tarafından gerçekleştirilmiş bir suikast olarak bilinmesine rağmen, asıl nedenin Fransız İhtilali’nin getirdiği milliyetçilik akımı ve çok uluslu devletlerin özerkleşme isteğidir.
Bu problemler yalnızca gerilimi yaşayan ülkelere etki etmekle kalmayabilir. Problem yaşayan ülkelerin dost ülkeleri de aynı şekilde karşı ülkeye sert bir tavır sergileyecektir. Bu da ambargolarla veya cezalarla sonuçlanacaktır. Yani kimi zaman sadece sürtüşme yaşayan ülkeler etkileneceği gibi kimi zaman da bu problemler küresel sorunlar haline gelebilir.
Bu durumları göz önünde bulundurarak, eğer kendi ülkemin hem de diğer ülkelerin iç ve dış politikalarında söz hakkım olsaydı elbette bazı olaylar ve konular üzerinde, diğer ülkelerin de refah seviyesindeki artış için belirli değişiklikler yapardım.
Bazı olguların ülkelere has olması gerektiği gibi, bazı konularda da küresel olmak dünya birleşimini ve ittifakını sağlayabilir. Ülkelerin kültürleri, değerleri ve milliyetleri ülkelere özel kalmalıdır. Fakat eğitim sistemi, kanunlar ve haklar gibi olgular da küresel çapta aynı olmalı ve eşit şekilde uygulanmalıdır. Özellikle paranın küresel olması birçok ülkenin refah seviyesini yükseltecektir. Para biriminin farklı olması borsacıların veya bankaların elde edeceği karı azaltacak belki yok edecektir. Fakat bütün dünyanın refahı ele alındığında ödenecek ufak bir bedelden başka bir şey değildir. Ülkelerin tek kuvvet olması durumunda da ileri seviye askeri teçhizatlar ve savunma sistemlerine gerek duyulmayacaktır. Sadece ülke içi huzuru sağlamak ve kanunları sağlamak için polis ve jandarma gibi kolluk kuvvetleri yeterli olacaktır. Dillerin kendi ülkelerine etkileri olduğu gibi, başka ülkelere de etkisi olduğundan dolayı dillerde birliği sağlamamak işimize gelecektir. Sonuçta her dil bir nevi yaşadığı için her geçen gün yeni bir gelime veya kavram ortaya çıkıp diğer dilleri de etkilemektedir.
Eğitim sistemi veya para birimi gibi olguların küresel çapta birliği sağlanacağından dolayı bu konularda uzman ülkeler örnek alınarak onların sistemleri ve politikaları örnek alınabilir. Örneğin birçok konuda refah seviyelerinin yüksek olması sebebiyle İskandinav ülkelerini örnek gösterebiliriz. Daha da detay verilecek olursa, Finlandiya eğitim sistemi bakımından oldukça işimize yarayabilir. Fakat göz önünde bulundurulması gereken başka bir konu var ki o da coğrafi konum dolayısıyla gelen farklar. Her sistemin her coğrafyada uygulanabilir olduğunu düşünmüyorum. Bu yüzden de sadece Finlandiya’yı değil, farklı coğrafyalardan öncü ülkeleri örnek alabiliriz ve hatta daha verimli sistemler ve politikalar için bu ülkelerin tekniklerini uygun şekilde harmanlayabiliriz.
Özetlenecek olursa, bahsettiğim şekillerde önlemler alınarak ve kararlara varılarak ülkeler arası barış sağlanabilir ve gerekli görülen konularda küresel çapta birlik olunup aynı şekilde uygulanırsa refah seviyesi ve gelişmişliğinde artmasının yanı sıra ekonomik ve sosyal anlamda da hiçbir problem çıkmayacaktır. İşin püf noktası, farklı milletleri ve ulusları dikkatli incelemektir. Bir ülkenin ihtiyaçlarını, bazen o ülkenin başkanları bile söyleyemez. Bu yüzden daha güvenilir ve yüksek başarı elde edebileceğimiz sonuçlar için tarafsız ve halkın dediğini değiştirmeden sadece yansıtan kaynaklara güvenmeliyiz.