Dünyanın Merkezine Yolculuk

Serinin ilk filmi olan Dünyanın Merkezine Yolculuk’un özetini şimdi sizlerle paylaşacağım. Bu filmde Prof. Trevor, Max’in yani birkaç sene önce kaybolan kardeşinin neden ortadan kaybolduğunu bulmaya çalışan bir fizikçidir. Bir gün eve döndüğünde yeğeninin kendisinde kalmaya geleceğini hatırlar. Fakat on dakika sonra gelecek olan yeğenini düzenli karşılamak istiyordu. Ama her yer çöp içindeydi. Yeğeni geldikten sonra Liz yani Sean’ın (Şan) annesi Trevor’a bir kutu verdi; içinde Max’in eşyaları vardı. Trevor ve Sean içeri girdikten sonra kutuyu açıp içine bakarlar ve Trevor Max’in en sevdiği yoyoyu görünce duygulanır. Bu yoyoyu Sean’a verir. Ertesi sabah Trevor ve Sean beraber işe giderler. Trevor belirli yerlerdeki sinyalleri kontrol eder. Sonra Trevor şaşkına döner çünkü üç sinyalin çalıştığını düşünüyordu ama dört tanesi çalışır haldeydi. Hemen eve dönüp Sean’a annesini arayıp onu almasını istediğini söyler. Çünkü dördüncü sinyalin çalıştığı yere yani Kanada’ya gitmesi gerekir. Ama Sean onunla gelmek istediğini söyler. Böylece ikisi beraber hemen uçağa atlayıp Kanada’ya giderler.Kanada’da arabayla, sinyalin çalıştığı yeri ararlar. Sonunda bir kulübe görüp hemen kapıyı çalarlar. Kapıyı Hannah isimli bir dağ rehberi açar. Trevor ve Sean Hannah’ya anında aşık olurlar. Hannah onları içeri davet eder. Hannah’nın babası dünyaca tanınmış bir fizikçidir. Belli miktar bir para karşılığında Hannah onları götürebileceğini söyler. Sabah olunca dağda bir serüvene çıkarlar. Trevor sinyalin geldiği yeri bulur ve yerinden söker.Fakat o anda yağmur yağmaya başlar. Sean ve Hannah bir mağaraya girerler. Trevor elindeki yıldırım çeken aleti bırakmak istemez. Mağaraya doğru koşarken yıldırım çarpmaya devam eder. Mağaraya girdiğinde yıldırım tekrar çarpar ve kayalar girişi kapatır. Başka bir çıkış yolu bulmak için yola koyulurlar. Yol ikiye ayrılınca sağdan gitmeye karar verdiler. Bir süre yürüdükten sonra bir uçurumun kenarına vardılar. Trevor Sean’ın çantasından işaret fişeğini alır ve aşağı doğru atar. Attığı anda fişek patlar çünkü kayalar patlayıcı bir maddeden oluşmuştur. Bunun üzerine ışıklı bir çubuk attılar. Yerden yukarı neredeyse 30 metredir.İple aşağı indikten sonra bira maden ocağıyla karşılaştılar. Hannah jeneratörü açmak istedi ama Trevor tehlikeli olacağını düşünüyordu. Hannah kendi bildiğini yapıp jeneratörü açtı ve her yer ışıkla doldu.Sean üç tane vagon buldu ve küçük ama tehlikeli bir yolculuğa çıktılar .Bir süre sonra yol üçe ayrılır. Hannah’nın yolu neredeyse bitmiştir bu yüzden Trevor’ın vagonuna atladı. Ama Trevor’ın yolu da bitmek üzereydi. Hannah çantasından hemen bir ip ve kanca çıkarır.Bunları bağlayıp raya fırlatır ve ikisi de ölmekten kurtulur. Sean ise sağ sağlim yanlarına gelir.Vagonun çarptığı yerde küçük bir mağara daha vardır. Buraya girdiklerinde her yerin elmas,zümrüt ve yakut dolu olduğunu görünce çok şaşırırlar. Sean elmasları toplamaya başladığında bir çatırdama sesi duyulur. Bu ses yerden gelmektedir. Üzerinde durdukları tabakanın adı muskovittir. Muskovit o kadar ince bir tabakadır ki en küçük bir kıpırdamayla kırılabilir. Sean’ın çantasından düşen elmas muskoviti kırar ve kilometrelerce düşmeye başlarlar.Birkaç km sonra su damlacıklarını hissederler. Ve suya düşeceklerini anlarlar. Suya düştüklerinde tekrardan bir mağarada bulurlar kendilerini mağaranın tavanına baktıklarında yüz elli milyon yıl önce nesilleri tükenmiş mavi parlayan kuşları gördüler. Kuşlar onlar dünyanın merkezine götürdü. Yani dünyanın içindeki dünyaya.Bu da Max’in teğorisini doğruluyordu. Daha sonra burayı keşfetmek için dolanmaya başladılar. Dev mantarlar;dev karahindibağları gördüler.Sean Tevor ve Hannah’yı yanına çağırdı. Ve gördükleri şeyden burada birinin, daha önceden yaşadığını kanıtlıyordu. Bu bir ağaçtı, fakat içinde küçük bir ev vardı. Hannah dışarda bekleyeceğini söyledi. Ağacın etrafında dolanırken Max’in eşyalarını buldu. Dünyanın merkezindeki denizin önünde Trevor Sean’a Max’in ona yazdığı notu okudu ve Sean ağlamaya başladı. Bir süre sonra fark ettiler ki birkaç gün sonra burası adeta fırına dönüşecekti. Bu yüzden buradan kurtulmak için çözüm bulmaya başladılar.