Her sabah okula gitmek için aynı yoldan geçiyordu ama bu sabah her şey farklıydı. Gözlerinin önünde birdenbire beliren parlak, altın rengi bir kapı, onu başka bir dünyaya davet ediyordu. İlk başta tereddüt etse dahi cesaretini topladı ve kapıdan içeri girdi.
Jake kapıdan içeri girdiği gibi yanı başında bir fener bir silah ve bir çanta vardı. Çantanın içinde radyo, telsiz, şarjör, pil ve gaz maskesi vardı. Çantanın içinden telsizi ve gaz maskesini aldı. Gaz maskesini taktı ve önündeki karanlığa doğru feneri tuttu. Etrafta bir sürü ağaç vardı ve etrafta hayvanlar etraftaydı. Havanın karanlığından gece olduğu barizdi ve geceyi geçirmek için bir barınak aramaya koyuldu. Uzun bir yürüyüşün ardından şehre varmıştı fakat bir problem vardı. Binalar bitkiyle kaplanmış, yollar çökmüş, arabaların camı kırıktı. Şehir adeta terk edilmişti. Bunlara aldırmayıp geceyi geçirmek için bir binaya girdi ve merdivenleri çıkarken bir ses duydu. Bunun bir insan veya hayvan sesi olmadığı çok barizdi. Kapıya yanaştı ve kapıyı açmadan önce kapının yanında bulduğu silahı eline aldı ve kapıyı tekmeleyerek içeri girdi. Kapının arkasında gördüğü şey mutasyon geçirmiş bir insandı adeta. Vücudu değişik bir yapıyla kaplı ve üzerine doğru aniden saldırıya geçti. Olayları hala idrak edemediğinden dolayı bir anda silahı ateşledi fakat mermi mutantın yanından geçti ve mutant Jake’in üstüne atladı. Jake hızlı davranıp mutantı üstünden itti ve bu sefer silah atışını kaçırmadı. Jake daha olayları idrak edememişken diğer mutantlar silah sesini duyup Jake’in olduğu binaya doğru koşmaya başladı. Jake hızlıca bulunduğu evin balkonundan diğer evlerin balkonuna indi ve koşmaya başladı. Koşarken çantasında bulunan telsizden bir ses geldi fakat ses hızlıca kesildi. Jake koşmaya devam ediyordu çok yorulmuştu biraz soluklanmak için dinlemek istedi fakat 2 mutant arkasından koşturmaya başladı. Jake’in koşacak hali yoktu bu yüzden 2 mermi daha ateş etti. Hava artık iyice kararmıştı ve geceyi geçirecek güvenli bir yer bulmadığı sürece başı beladaydı feneriyle ilerlerken fenerinin pili bitti. Hızlıca çantasındaki pili fenere takmak isterken mutanlar onu bulmuştu. Jake oradan ayrılırken pili düşürdü ve geri dönüp almak için silahını aldı ve karşısındaki mutantları teker teker vurdu fakat bir problem vardı. Jake’in sadece 2 mermisi kalmıştı ve bu yeni dünyadan bir an önce çıkmak istiyordu. Kapının bulunduğu ormana doğru gitmeye karar verdi. Kapıya geldiğinde kapıyı açmaya çalıştı fakat kapı açılmadı ve tam o esnada radyodan bir ses geldi:
Buradan çıkmak için geceyi atlatman lazım. Gecenin bitimine daha dört saat var ve her 1 saat geçince telsizden sana haber vereceğiz dendi ve radyo kapandı. Jake ormanda hiç mutant görmediği için 4 saati de burada geçirmek istedi ilk 3 saat başarılıda oldu fakat son 1 saat adeta cehennem gibiydi. Mutantlar ormana girmeye başlamıştı ve Jake’in ne yeterli mermisi ne de fener için pili yoktu. Bu 1 saat çok zorlu geçeceği belliydi ve zorunda kalmadıkça mermi kullanmak istemiyordu. Bir ağaca tırmanmaya karar verdi ve 58 dakika boyunca Jake’i bir mutant bulamadı fakat son 2 dakika Jake de daha fazla dayanamayıp ağaçtan düştü ve bir dal kırıldı bunu duyan mutantlar hızlıca oraya doğru koşmaya başladı kapının açılmasına son 30 saniye vardı ve kendine gelen 3 mutant gördü son 2 mermisini 2 mutanta kullandı ve silahın kendisini de diğer mutantın yüzüne fırlattı. Bu sırada kapı açıldı ve Jake hızlıca kendi dünyasına geri döndü fakat bir problem vardı Jake kapıyı kapatmamıştı.
Diğer dünyadan mutantlar dünyaya girmeye başladı ve Jake’in tek yapabileceği şey kaçmaktı. Kapının açık kalması dünyalar arası bir savaş başlattı.