Dünya’da Yalnız

Merhaba, ben Berk. Bugün sizlere küçük bir dileğim sonucunda şu koskoca dünyada nasıl yalnız kaldığımı anlatacağım. Öncelikle size kendimden bahsedeyim. Dediğim gibi ismim Berk, 28 yaşındayım. Mezun olduğumdan beri bir hukuk bürosunda aynı sıkıcı işimi her gittiğim gün yapıyorum. Daha doğrusu yapıyordum. Yeterince sıkıcı bir hayatım yokmuş gibi, genellikle işten sonra kalan saatlerimi evimde oturarak ve saatlerce bomboş bir şekilde telefona veya televizyona bakarak geçirmeye adapte olmuştum. Açıkçası çok fazla arkadaşım olduğu da söylenemez ve üniversiten beri bir kız arkadaşım yani sevgilim de olmamıştı. Bilmiyorum, belki de çok yıpranmıştım. Evet, artık beni az da olsa tanıdığınıza göre, doğum günümden 3 hafta öncesine gidebiliriz. Doğum günümden tam 3 hafta önce, işimi doğru düzgün yapmadığım ve dosyaları zamanında iletmem gereken insanlara iletmediğim gerekçeleriyle işimden kovulmuştum. Bu olay sonrasında aslında hayatımda bir fırsat oluştuğunu görüp hayatıma daha mutlu ve motive devam etmeliydim, sizce de öyle değil mi? Ancak maalesef her hikaye mutlu sonla bitmiyor. Bu haberleri alınca boş zamanımda ne yapıyorsam, yine aynılarını yapmaya başladım ve artık işe de gitmiyordum. Anlayacağınız üzere şu hayatta yapmak istediğim artık hiçbir şey kalmamıştı. Sadece oturup, yine her gün aynı işleri yapacağım bir iş yerinde iş bulup paramı kazanıp eve gelmek istiyordum. Neyse, herhalde artık 3 hafta sonrasına gidebiliriz. 3 hafta sonrası bildiğiniz gibi doğum günümdü ve bu nedenle kendime yemek yapmak için market alışverişine çıkmıştım. Eve geri geldiğimde, sadece birkaç eski iş arkadaşım bana sürpriz doğum günü partisi hazırlamıştı. Tam o sırada ne kadar acınası olduğumu fark ettim. Hayatımda doğru dürüst bile konuşmadığım birkaç insan bana doğum günü partisi hazırlamıştı. Sadece 5 kişiden oluşan sıkıcı bir partiydi. Son olarak, pastadaki mumları üflememi istediler. Herkesin yaptığı gibi ben de mumları üflemeden önce bir dilek tuttum ve dileğim şuydu: “Keşke şu dünyada tek ben olsam da yalnızlığım bu kadar belli olmasa.”. Ne olduysa tam o an, ben mumları üflediğim sırada oldu. Işıkları açmaya gittiğimde evimde kimse yoktu. Merak edip dışarı çıktım dışarıda da tek bir insan bile yoktu. Haberleri açtım ve tek görebildiğim şey içinde spiker bulunmayan bir stüdyo. Korkmaya başlamıştım. Acaba dilediğim şey cidden gerçekleşmiş miydi? Maalesef, cevabımız evet. Doğum günümün üzerinden yanlış değilsem 16 gün geçti ve şu lanet dünyada tek olmak aslında hiçbir problemimi çözmedi. Yalnızlık kavramının yok olacağını sanmıştım ancak hiç olamayacağım kadar yalnızım. Buradan çıkardığım ders, artık her şey için çok geç olsa da, hayatımdaki her küçük fırsatı değerlendirmek ve hayatı 4 duvar arasında tek bir şekilde geçirmektense dışarlarda veya bir yerde, yeter ki sevdiğim insanlarla beraber vakit geçirip, belki de yeni insanlarla tanışıp şu dünyada yalnız kalmamak, bir insanın yapması gereken en önemli şey.

(Visited 235.000.000.083 times, 1 visits today)