Bir gün bir krallıkta bir prenses dünyaya gelmiş. Bu prenses çok kibirliymiş. Herkes onu severmiş, ama prenses onları çok az severmiş.
Bir gece prenslerden biri uyuyunca öbür prens sarayın içine girmiş. O geceden sonra prensesi ne gören olmuş ne duyan. Bir gün kral Ercan ve kraliçe Zeynep prensesi aramaya başlamışlar ve bir tane prensin orada olmadığını fark etmişler. Krallığın yanındaki cadıya sormuşlar. Cadı, prensin prensesi kaçırdığı yerin beş başlı ejderhanın koruduğu en tehlikeli tuzakları olan mağaraya kaçırdığını söylemiş. İkisi de krallığa dönüp bir kişinin prensesi kurtarması için bir etkinlik düzenlemişler. Ama bütün krallıktan sadece ama sadece 1 kişi gönüllü olmuş. O da krallığın en fakiriymiş.
Fakir bir midilli ile yola çıkmış. Sonra cadıdan 6 elmas karşılığında 5 tane güçlülük, 7 tanede sağlık iksiri almış. Fakirin niyeti savaş değil barışmış. Fakir ejderhanın yanına gidip konuşmuş ve ejderha ile 5 dakikada dostluk kurmuş ve kılıcını yere attığı an kılıcı parçalanmış çünkü fakir iyi kalpli biri her zaman barışın en iyi yol olduğunu biliyordu.
Ejderha fakiri uçurarak tuzaklara yakalanmasını engellemiş. Fakir prens ile göz göze gelmiş. Prens “Sakın bir adım daha atma!” demiş Ejderha tam araya girecekken prens onun bütün başlarını kopartmış. Ama ejderha dostluğun gücü sayesinde beş başı yeniden uzamış. Ve ardından beş ekstra kafası çıkmış.
Sonra ejderha prensi dondurmuş ve fakir prensese bütün iksirlerini içirmiş sonra da fakir ile prenses krallığa geri döndüğünde evlenmişler ve prenses bir daha eskisi gibi kibirli olmamış.