28 Ekim 1923… Hiçbir zaman unutamayacağım ve Türk milletine unutturmayacağım bir gece . 28 Ekim 1923 akşamı Gazi Mustafa Kemal Paşa bütün kabineyi Çankaya köşkü’nde toplanmak için çağrmıştı . Çağırmasının sebebinin Cumhuriyet olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu . Mustafa Kemal Paşanın Ankaraya gelişini kutlayacağımızı düşünüyordum. O gün akşamı diğer davetlilerden erken geldim çünkü Latife Hanım misafirleri ağırlamak için yardımımı istemişti. Gelen misafirlerin adlarını listede görünce anlamıştım aslında büyük bir toplantı içinde olacağımı. İsmet Paşa ,Kazım Paşa ,Ali Fuat Paşa ,Fethi Bey… Davetlileri kontrol ettikten sonra Latife Hanım’ın yanına gittim. Latife Hanım yemek salonundaki süslemeleri ve masaları düzenliyordu. Etraf Mustafa Kemal Paşayı andırıyordu resmen. Sade,şık ama bir yandan ihtişamlı… Etrafı gördükten sonra çok heyecanlandım ve Latife Hanım’a ne konuşulacağı hakkında bir fikri olup olmadığını sordum . Latife Hanım şöyle dedi: Bilmiyorum, ancak bugünün bir dönüm noktası olacağını tahmin ediyorum. Latife Hanımla konuştuktan sonra daha da heyecanlansam da sabırlı olcaktım çünkü bize sabrın aslını öğreten Mustafa Kemal Paşaydı. Vaktin geçmesi için süslemelerde veya yemeklerde bir şey eksik mi onlarla uğraştım. İşim tamamen bittikten sonra hava almaya çıktığımda misafirlerin tek tek geldiğini fark ettim. Misafirlerin hepsini bir heyecan ve bir merak kaplamış gibiyidi. Yorgunluk, ama bi o kadar da heyecan vardı gözlerinde. Sonunda herkes toplanmıştı salonda.. Herkesin gözü saatlerindeydi. Bir sessizlik kaplamıştı salanu adeta. Saat tam 8’i gösteriyordu içeri o asil, centilmen ve bi o kadar da sevgi dolu adam girdiğinde. Ütülenmiş takım elbisesi ve siyah şapkasıyle parlıyordu adeta. Herkes gördüğü anda ayağa kalktı ve selamladı Paşayı. Yemek başladığında herkes pür dikkat Mustafa Paşayı dinliyor, gerektiği zaman yorumlar yapıyordu. Başvekil Fethi Okyar Bey’in istifasının karara bağlanması konuşuldu ve karara bağlanıldı. Ondan sonra sofrada bir seçim heyecanı vardı, herkes birbirine bakıyor ve bir şeyler anlatıyordu. Mustafa Kemal Paşa tam o anda hafifçe tabağına vurdu: Beyler! dedi. O da heyecanlıydı gözleri parlıyordu. Kaşları çatılmış, ama gözlerinde neşeli bir ifadeyle arkadaşlarına bakıyordu. Ve o dönüm noktası olan lafı söyledi: ” Efendiler yarın cCumhuriyeti ilan edeceğiz! ” Yemek salonu ilk önce bir sessizleşti. Gazi Mustafa Kemal Paşa herkesin suratına bakıp ifadelerini öğrenmeye çalışıyordu. Sofradakiler hem o anın heyecanını hem de Mustafa Kemal Paşa’nın kararlılığının etkisinde kalakalmışlardı. Daha sonra büyük bir neşe ve sevinç yaşandı salonda. Mustafa Kemal bir süre bekledikten sonra devam etti açıklamasına: ” Türkiye Devletinin hükmet şekli Cumhuriyettir. Bunu Anayasamıza yarınki meclis toplantısında koydurtacağız. Hazırlıklarımıza bir kez daha göz geçirmemiz lazım. Orada bulunan misafirler ve ben Mustafa Kemal’in düşümcelerine katıldık ancak içimizde bir o kadar da endişe vardı. Acaba Kurtuluş Savaşındaki halkı aramızda alabilecek miydik bilmiyorduk fakat bu yola endişelerle girmemiştik büyük bir liderin peşinden düşünmeden ilerlemiştik. Ne kadar nasıl olacağı konusunda endişelensek de bu büyük liderin peşiden gitmek bizim boynumuzun borcuydu.
Şimdi sadece bu yeni yönetim şeklini oluşturmak kalmıştı… Ve bu tarihi kararın içide benim de olmam, beni müthiş heyecanlandırıp mutlu ediyordu. Yaşasın Cumhuriyet! Yaşasıb hür Ulus! Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti!