Yağışlı ve ılık bir gündü. İş yerime doğru hızlı adımlarla yürüyordum. Daha sonra bir yaya geçidinden geçerken bir korna sesi duydum, başımı sesin geldiği yöne doğru çevirdim ve bir anda her şey karardı. Aniden gözüme rahatsız edici bir ışık düştü gözlerimi açtığımda ise yanımda oturan bir kadın gördüm ve fısıldayarak nerede olduğumu sordum buna karşılık kadın şaşkın bir biçimde bana baktı ve hemen ayağa kalkıp doktoru çağırmak için koşarak uzaklaştı.
Kadın, yanında bir doktorla birlikte yanıma geldi ve endişeli gözlerle bana bakmaya başladı. Doktor geldiğinde bana her şeyi açıkladı. Anladığım kadarıyla trafik kazası geçirmişim ve bu nedenle yaklaşık olarak bir haftadır uykudaymışım. Doktorun yanındaki kadın bana yaklaşarak “Nasılsın ağabey?” deyince buna çok şaşırarak ona kim olduğunu sordum çünkü ben bir kardeşim olduğunu hatırlamıyordum. Daha sonra doktor az sonra geri döneceğini söyleyip kardeşimi dışarıya aldı. Kardeşime bir şeyler söyledi ve yeniden içeri girerek bana hafızamı kaybetmiş olabileceğimi fakat zamanla bazı şeyleri hatırlayacağımı söyledi. Beni ne zaman taburcu edebileceğini sorudum ve doktor bana kendime dikkat etmem ve ilaçlarımı düzenli bir şekilde içmem karşılığında beni birkaç gün içinde taburcu edebileceğini söyledi. Aradan birkaç gün geçti ve ben nihayet taburcu edildim.
Hastane beni çok sıkmıştı, bir an önce eve gidip dinlenmek ve ayrıca unuttuğum her şeyi hatırlamak istiyordum. Kardeşim beni evime bırakıp dikkatli olmam gerektiği konusunda uyardı ve işe gideceğini söyleyerek ayrıldı ve ben de eve girer girmez geçmişimi hatırlamak için çabalamaya başladım. Evde bulduğum tüm resimlere baktım, tabloları inceledim hatta bulduğum bir bilgisayardaki her resmi milimi milimine inceledim fakat hiçbir şey hatırlayamadım. Bu koşuşturmacanın sonunda çok yorulduğum için o resimlerin arasında uyuyakalmışım.
Yaklaşık sekiz ila dokuz saat arası uyumuş olacağım ki hava çoktan aydınlanmıştı. Ayağa kalkıp kahvaltımı yapmak için mutfağa gittim ve buz dolabını açtım. Bir anda aynı anı daha önce de yaşamış gibi hissettim. Fakat bunu çokta olağan dışı bir duruma yormadım ve dolaptan bulduğum birkaç somun ekmek ile karnımı doyurup bir şeyleri hatırlamak için oturdum masamın başına. Yine her şeyi kurcaladım ve sonunda hiçbir şey bulamadım. Bunun üzerine tam pes edecektim ki aklıma telefonumdaki resimleri hiç kontrol etmediğim geldi. Hemen telefonumu elime aldım ve başladım resimleri kurcalamaya en sonunda büyük bir bina önünde şık giyimli, iş adamına benzeyen insanlarla çekilmiş bir fotoğrafımı buldum.
Telefonumu elime aldım ve kişilerin profil fotoğraflarına bakarak aralarından birinin numarasını ve adresini buldum. Adrese internetten baktığımda gözlerime inanamadım. Ormanlık alanın ortasında bir evde yaşadığı yazıyordu. Bu durumda ben hazırlanıp arabama bindim ve bir yerlere zarar vermeden olabildiğince yavaş bir biçimde adrese kadar gitmeye çalıştım.
Ulaştığımda arabayı yol kenarına çekip yolun devamını yaya olarak yürüdükten sonra nihayetinde evi görebiliyordum. Biraz daha yaklaşınca evin kapısının açık kaldığını fark ettim. İçim ürpermişti, ama yine de eve doğru yürümeye devam ettim. Eve ulaştığımda içeriye yavaş adımlarla girdim ve evin ne kadar büyük olduğunun farkına vardım ve evin salonuna doğru yürümeye başladım.
Salona girdiğimde eşyaların ne kadar eski olduğunu görünce şaşırdım. Sanki ev on yıllar öncesine ait gibiydi. Salonda duvarları dikkatli bir biçimde incelerken önüme bir tablo çıktı. Salondaki o tabloyu görünce her şeyi hatırladım. Hemen bana kendini kardeşim olarak tanıtan kadının yanına gittim.
O tabloda gördüğüm şey aslında tüm hissedarlar olarak çekildiğimiz bir fotoğraftı. Fakat ne tuhaftır ki elimi tutan ve belli ki eşim olan kadının yüzü bana kendini kardeşim olarak tanıtan kadınınkine benziyordu. Daha sonra çalıştığı yere vardığımda bu binanın önünde fotoğraf çektirdiğim o binaya ne çok benzediğini düşündüm ve anladım ki, hafıza kaybımdan yararlanarak hisselerimi çalıp benim konumuma gelmişti. Hışımla binaya doğru yürüyordum. Yaya geçidinden geçerken bir korna sesi duydum ve her şey kararıverdi.