Bir ilkbahar akşamı en yakın arkadaşım Eda’nın doğum günü partisine katılmak için yola çıktım. Eda ailesinin işi sebebiyle başka bir okula geçmişti ve bu yüzden aramıza biraz mesafe girmişti, uzun süredir görüşemiyorduk. Onu çok özlemiştim. Bu doğum günü partisi Eda ile tekrar bir araya gelmemiz için mükemmel bir fırsattı. Aynı zamanda Eda yeni okulundan bir çevre edinmişti, partiye de bu çevreden çoğu kişiyi çağırmıştı bu yüzden partide olacak olan kimseyi tanımıyordum ve yalnız kalmak beni biraz korkutuyordu. Ama yine de onu bu özel gününde yalnız bırakamazdım. Parti şehrin biraz dışında kalan lüks, büyük bir kafedeydi.
Kafeye yaklaştığımda içeriden kahkaha ve müzik sesleri geliyordu. Heyecanla içeri girdim. Kafe tahmin ettiğimden çok daha büyüktü ve içerisi çok kalabalıktı. İçeri girdiğimde kalabalıkta gözlerim hemen Eda’yı aradı fakat Eda’yı göremedim, hediyemi bir kenara bırakıp kendime yiyecek bir şeyler almaya gittim. Herkes arkadaş gruplarlarıyla toplaşmış sohbet edip gülüşüyordu. Eda hala ortalıkta yoktu. Muhtemelen başka misafirlerle ilgileniyordu. Biraz daha zaman geçtikten sonra kalabalıktan gülümseyerek yanıma doğru gelen Eda’yı gördüm. Onu çok özlemiştim ve onu görmek bana çok iyi gelmişti. Sıkıca sarılıp biraz hasret giderdikten sonra misafirlerle ilgilenmeye geri döndü. Eda gittikten sonra birkaç sohbete dahil oldum, bazı insanlarla tanıştım ve sonrasında herkes pasta kesimi için toplandı. Pasta kesildikten sonra parti biraz daha yavaşladı. Ben de partiden sıkılmaya başladığımdan tam Eda’ya eve döneceğimi mesaj yazarak kapıya doğru ilerliyordum ki bir kız elindeki pasta tabağıyla koşarken takılıp üzerime düşüverdi ve bütün kıyafetime pasta bulaştı. Kız defalarca özür diledi ve ben de sorun olmadığını söyledikten sonra lavaboya üzerimi temizlemeye gittim. Şansıma lavaboda peçeteler bitmişti, tam görevliden peçete istemeye giderken kapı bir anda üzerime kapandı. Açmaya çalıştım fakat kapı kilitlenmişti, lavaboda ben hariç hiç kimse yoktu ve burada mahsur kalmıştım. Hemen aklıma telefonumu alıp Eda’dan kapıyı açmasını istemek geldi, elimi çantama attım fakat telefonum çantamda değildi yere düşürmüş olma ihtimalime karşı yerlere baktım ama yoktu. Büyük ihtimalle masada unutmuştum bu durumda beklemekten başka seçeneğim yoktu. Beklerken bir anda elektrikler kesildi tek olduğumdan dolayı biraz korktum fakat hemen geri geldi. Elektrikler geldiğinde yerde daha önce olmayan bir kağıt parçası buldum ve elime aldım. Üzerinde “Eda sandığın gibi biri değil” yazıyordu.
Çok şaşırmıştım ve aynı zamanda korkmuştum. Kim neden böyle bir şey yazar ki? diye düşündüm. Eda en yakın arkadaşımdı ve onu çok iyi tanıyordum ya da öyle zannediyordum. Notu bulduktan kısa bir süre sonra Eda gelip kapıyı açtı ve her yerde beni aradığını telefonumu masada bulduğunu söyledi. Ben de kısa tutmaya çalışarak olanları anlattım, nottan bahsetmedim ve tekrar doğum gününü kutlayarak oradan kafam karışık bir şekilde ayrıldım