Yaşamamızı devam ettirebilmek için yediğimiz sağlıklı veya sağlıksız besinler psikolojimizi ve yaşam kalitemizi ne derece etkilemektedir? Yemek yemek bazı insanlar tarafından zorunluluk olarak görülüp sevilmese de seven insan yüzdesi de oldukça fazladır. Yemek yemeği sevmeyen kesimin ise istediği tek şey yemek ihtiyaçlarını karşılayan her vitamini içinde barındıran bir hap geliştirilmesi yönünde olmaktadır. Peki böyle bir hap geliştirilmesinin insanlar üzerindeki olumlu ve olumsuz yönleri nelerdir?
Öncelikle hap kullanılmasını istemelerindeki temel neden kalori alım sonucu artan kilo alımı, yemek yapmak zorunda kalan anne ve babaların yorulmaları, yemek yerken ki geçen boşa vakit, aile gelirine zarar vermesi sonucu oluşan etkilerden dolayı haplar tercih edilmektedir. Fakat geliştirilen haplar sonucu gerekli vitamin ve mineral alınsa dahi kalori alımının neredeyse imkânsız olduğu düşünülmektedir. Yemek yemeği seven kesim ise yemek yemenin verdiği hazzı başka bir şeyin vermeyeceğini öne sürmektedir. Bundan yola çıkarak ise besinlerin psikolojimiz üzerindeki etkileri daha iyi bir şekilde anlaşılabilmektedir. Çünkü yemeğin verdiği haz insanların o an mutlu olmasına yardımcı olmaktadır. Örneğin sebzeler magnezyum bakımından zengin olduğu için insanları mutlu ederek vücuda pozitif enerji verilmesini sağlamaktadır. Ceviz, badem, fındık gibi kuruyemişlerde mutluluk hormonunun salgılanmasına yardımcı olmaktadır. Elbette sadece mutlu etmeyip bazı durumlarda da hayal kırıklığına uğratmaktadır. Ne de olsa her yenilen yemek insanların damak tadına uymak zorunda değildir. Fakat sevilmeyen bir yemek olduğunda tüm yemeklere aynı ön yargıyla yaklaşılamamalıdır. Şekerli ve beyaz unlu besinlerin kan şekerini birden arttırıp azaltması vücudun strese girmesine neden olur. Tatlı olmasından ötürü verdiği lezzet insanı mutlu etse de stresi artırarak mutsuzluğa neden olur. Kahve ise kolesterolün artmasına neden olabilir ancak doğru miktarda kullanılırsa hem insülin direncine hem de kolesterole destek olmaktadır.
Birçok insan yemek yemeninin psikolojiye olan etkisinin yanı sıra fiziksel olarak oluşabilecek farklılıkları düşünmektedir. Zayıflığı göz önünde olsa dahi kilo almaktan korktuğu için alması gereken kaloriden daha az alarak sağlık sorunlarının oluşmasına neden olan insanlar, çok yediğini düşündüğünden çözüm olarak kusanlar, besinlerden gerekli vitaminleri almamalarından ötürü iğne olmaya ve ilaç takviyesi almaya ihtiyaç duyan insanlarda oldukça fazladır. Tam olarak bu noktada ise bir diyetisyen ve psikologla iletişime geçip tüm bu sorunların çözülmesini sağlamaktır.
Sonuç olarak besinler doğru miktarda yenildiği taktirde psikolojimiz üzerinde etkili olur. Bu durum aynı zamanda sağlıklı olmamızı sağlayarak hastalıklardan sorunsuz bir şekilde kurtulmamıza yardımcı olur.