Şehir ve onun karmaşıklığı artık beni yormuştu. Okullar eğitim, iş ve aile sorumluluklarından kendime ayıracak bir kaç saat bile olmadan işte elli (50)yaşına geldim. Artık daha sakin ve düzenli günler geçirmekte umutluyum. Kararımı verdim, şehir yaşantısına ait ne varsa geride bırakıp bir kasabaya yerleştim. Yeni evimin bahçesinin büyük bir alanı içinde kümesim ve kümes hayvanlarım, köpeğim, kuzum ve keçim var. Çok fazla elma, ayva ve erik ağacımdan aldığım meyveler oluyor ve bu meyvelerden reçel ve marmelat yapıyor, bunları doğal besin satan dükkânlara pazarlıyorum artık.
Yeni hayatımda geç kalma kaygısı, trafik karmaşasını, yetiştirme telası yerini; reçellerim oldu mu, kaç yumurtam var fazla sütle ne yaparım.. gibi üretmenin verdiği keyifli telaşlara bırakmıştı. Beynim değil bedenim yoruluyordu artık.