Hayvanlar konuşamayan ancak duyguları olan canlılardır. Çevremizdeki bütün evcilleştirilmiş hayvanlar ilk başlarda doğada vahşi olarak yaşarken insanların uygarlıklarını geliştirirken evcilleşmişlerdir. Köpek ve at bunun en güzel örneklerindendir. Evcilleşme her ne kadar barınma ve beslenme açısından hayvanların hayatını kolaylaştırmış olsa da onların doğaya ait olduğu gerçeğini değiştirmez. Cinsi ne olursa olsun tüm evcil hayvanlar doğayla iletişime girdiklerinde büyük mutluluk duyarlar. Örneğin evcil bir kedinin çimenlik bir yere salındığında eve geri girmek istemeyecektir. Doğanın dengesi büyük küçük hayvanlar ve bitkiler üzerine kuruludur. Mesela arılar yok olursa tüm doğa dengesi hatta insanlık da tehlikeye girer. Bu yüzdendir ki doğa kararını kesin olarak vermiştir, bazı hayvanlar evcilleştirilemez. Çünkü her hayvan evcilleştirilebilseydi doğanın dengesi çok kolay bozulabilirdi. Doğa birçok hayvan cinsinin insanla etkileşime girmeden doğadaki görevini yerine getirmesini ister.
Sonuç olarak bizler de doğanın dengesine saygı duymalı her çeşit hayvanı evcil hayvan olarak almamalı ve bunun ticaretine destek olmamalıyız. Yılan, İguana, Örümcek, Kaplumbağa gibi insanla iletişime girmeyen hayvanlar evde beslenmemelidir.