Sevgili İnsanoğlu,
Hepinizle teker teker tanışıklığımız olduğu ve her gün görüştüğümüz için hal hatır sorma faslını atlayacağım, kusuruma bakmayın. Baştan küçük bir uyarı geçmek istiyorum, bu mektup yoğunluklu olarak sitem ifadeleri ve bir türlü anlam veremediğim hareketlerinizden oluşmaktadır. Eğer birazdan okuyacağınız hal ve hareketler size uymuyor ise üzerinize alınmamanızı rica ediyorum.
Geçmişten bugüne kadar yaşamak için hepimiz suya ihtiyaç duyduk. Herkese yetecek kadar su da vardı aslında ama siz bize bunu çok görmüş olacaksınız ki tatlı su kaynaklarımızla yetinmeyip yeraltındaki suları da çektiniz. Haklısınız tabii, bitkiler topraktan bir şekilde o suyu alır ya da yağmur yağar değil mi? Hayvanlar da bir şekilde ihtiyaçlarını halleder zaten, kimin umurunda…
Bazen görüyorum, çöp toplama etkinlikleri falan düzenliyorsunuz. “Doğayı temizleyelim, çevreye karşı sorumluluklarımızı yerine getirelim.” Bunu çok özür dileyerek söylüyorum ama bizzat siz tarafından atılan bu milyonlarca atığın yalnızca birkaçını toplamak, elbette ki hiç toplamamaktan çok daha iyidir, bir başarı değildir. O çöpün yeri zaten orası değil, sahibi de biz değiliz. Eğer hiç atmazsanız toplamanıza da gerek kalmayacaktır diye düşünüyorum.
“Ağaç yaş iken eğilir” diye bir sözünüz var. İnsan ne öğrenecekse küçükken öğrenir, terbiye edilir, bilinçlenir anlamına geliyor yanılmıyorsam. Büyüdükten sonra bir şeyleri öğrenip uygulaması daha zor olur. Burada ufak bir düzeltme yapacağım, ağaçlar büyüyüp köklendiğinde de eğilebiliyor artık. Malum, dimdik durmayı unutalı çok uzun zaman oldu; tekmelendik, hırpalandık, kesildik. Bilirsiniz, meyve veren ağacı taşlarlar. Gerçi meyve vermeyince de masa, dolap, sandalye oluyoruz ama canınız sağ olsun…
Bu kadar kötü konuştuğum yeter sanırım. Biraz da teşekkür etmek istiyorum. En başta da belirttiğim üzere eğer yukarıdaki hal ve hareketlerde bulunmuyorsanız sizi bunları okumak zorunda bıraktığım için hepinizden özür diliyor ve sizlere çok teşekkür ediyorum. Siz iyi kalpli insanların havaya verdiği karbondioksiti oksijene çevirip sizin için tekrar kullanışlı bir hale getirmek, bizler için bir onurdur. Bitkilerin yapraklarını, çiçeklerini, köklerini koparmayıp koruduğunuz için minnettarız.
Unutmayın ki bir gün her biriniz bu aldırış etmeden çöp attığınız, kirli sıvılar döktüğünüz, umursamadığınız toprağa döneceksiniz; bu topraklar ise sizin yaptıklarınızın aksinize sizleri en güzel şekilde ağırlayacaklar!
Sevgiler,
Doğa