Doğal Kaynaklarımızı Nasıl Koruruz?

Günümüz şartları nedeniyle insanlar kendi yaratmış olduğu sorunlar nedeniyle doğal kaynaklar her geçen gün gittikçe azalmaktadır. Doğal kaynakların azalmasındaki en büyük problemlerden biri ise çevre kirliliğidir. İnsanlar çok geç olsa da bazı konuların farkına varmıştır ve çevreyi korumak adına son yıllarda harakete geçmiştir. Bunun neticesinde ozon tabakası kendi kendini onarmaya başladı. Yakın gelecekte benzinli araçların yerini elektrikle çalışan arabaların alması bekleniyor. Türkiye başta olmak üzere birçok ülkede insanların çevreye karşı daha duyarlı olması için çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Çocuklar için açılan doğa kampları da bu etkinlikler arasında yer alıyor.

 

Olaylar buraya gelene kadar bir sürü kademeden ve aşamadan geçmiştir. Herkes çözüm odaklı bakıyor konulara fakat olayların nasıl buraya geldiğini araştırmayı düşünen insan sayısı çok az. Çevre kirliliği, beşeri faktörlere bağlı olarak ortaya çıktığı için, nüfusun yoğun olduğu bölgelerde daha fazla görülür. Bunun nedeni yeni binalar inşa etmek için yeşil alanların yok edilmesidir. Son yıllarda dünya genelinde orman yangınlarının artması da çevre kirliliğinin ana nedenleri arasına yer alıyor. Dünyanın oksijen kaynağı olan ağaçların azalması ve düzensiz şehirleşme su ve hava kirliliğine yol açmaktadır. Çevre kirliliğinin diğer nedenleri şunlardır: Aşırı otlatma, petrol ve kömür gibi fosil yakıtların aşırı kullanımı, kimyasal atıkların geri dönüşüm yerine çöpe atılması vs. Bu gibi nedenlerden dolayı doğal kaynakların azalması açlık ve fakirlik oranını oldukça arttırmaktadır. Daha az harcama, daha iyi yemek yeme ve sürdürülebilir bir yaşam tarzını benimseme, dünyayı açlıktan kurtarmanın anahtarıdır. Bugün yaptığımız seçimler, yiyeceklerin güvenli bir geleceği için hayati önem taşıyor. Dünyanın sıfır açlığa ulaşmada oynatacağı bir görev ve rol vardır.  Ancak ülkeler, kurumlar ve insanların bu hedefe ulaşmak için birlikte, hep beraber çalışması gerekir. Şu anda yaklaşık bir milyar insan açlık sorunuyla savaşıyor. Ve gereksiz yere çöpe attığımız gıdalar ile bir milyar 800 bin kişi doyurulabilir. Bu sayı dünyanın nüfusundan yedi de birinden fazladır.

 

Sonuç olarak dünyayı daha adaletli ve daha güzel bir yere çevirmek için insanların gıda tasarrufu yapması gerekir. Son zamanlarda haklı bir şekilde gıda israfı ve sıfır atık konusuna çok dikkat çekilmeye başlandı. Geçtiğimiz yıl ilk defa küresel anlamda gıda atık oranlarını ölçen Birleşmiş Milletler, üretilen her gıdanın 3’te 1’inin çöpe gittiğini vurgulamıştı. Yavaş yavaş da olsa atık gıda ve bilinçli tüketim konusunda da toplum genelinde bir farkındalık oluşmaya başladı. Ama her ne kadar çoğu öneri aldığımız gıdaları bozulmadan nasıl kullanacağımıza, artan yemekleri yeniden nasıl değerlendireceğimize yönelik olsa da, asıl odaklanmamız gereken bu gıdaları nasıl aldığımız. Gıda ürünleri üreten büyük şirketler tarafından, süpermarketlerin cin gibi akıllı taktikleri yüzünden bazen süper marketlerde alışveriş yaparken alışveriş arabamız gereğinden fazla doluyor. Bunun önüne geçmek, hem tasarruf etmek hem de gereksiz gıda alışverişlerinden kurtulmak yeni dünyanın bir başlangıcı olabilir.

(Visited 12 times, 1 visits today)