Günümüzün en büyük sorunlarından olan çevre kirliliği; dünya üzerinde yaşayan canlı ve cansız her türlü varlıkları olumsuz biçimde etkileyen, onların üzerinde yapısal bozulmalara yol açan olayları kapsar. Bu varlıkların habitatlarının çevre kirliliği sonucu tahrip olması, ayrıca etkileşimde bulunduğumuz hava, su ve toprağın niteliklerinin bozulması canlı veya cansız, fark gözetmeksizin, dünyamızdaki her şeyi sona yaklaştırır. Bilinçli ve bilinçsizce olan aksiyonlarımız geri döndürülemeyecek bir kıyamete taban hazırlamaktadır.
Bu sorunun temel sebeplerinde İnsanların sanayi veya tarım gibi faaliyetleriyle kontrolsüz bir atık salınımına yol açması yer alır. Son yıllarda teknoloji ve sanayinin hızla gelişmesi, çevre problemlerinin de artmasına neden olmuştur. Nüfus artışı ile birlikte çoğalan plansız endüstrileşme ve düzensiz kentleşme, nükleer denemeler, verimi artırmak için tarımda kimyasalların bilinçsizce kullanılmasıyla birlikte, gerekli önlemler alınmadan ve arıtma tesisleri kurulmadan, geri dönüşüm için uygun alanlar hazırlanmadan aşırı üretime geçen sanayi tesisleri çevre kirliliğini tehlikeli seviyelere yükseltmiştir. Dünya nüfusunun hızla artması beraberinde sanayinin ve kentleşmenin artmasına neden olmaktadır. İnsanların ve sanayinin ihtiyacı olan ham madde doğadan karşılanmaktadır. Bu ham madde ihtiyacının giderilmesi aşamasında doğa hızla tahrip edilerek çevreye zarar verilmektedir. Sonucunda bugüne kadar en az 112 memeli hayvan ve 94 kuş türünün nesli tükenmiştir. Önümüzde ciddi bir değer söz konusuyken hâlâ bu korkunç ateşin körüklendiğini bilmek insanlığın ne kadar acımasız ve bencil varlıklar olduğunu göstermeye yetiyor.
Ne kadar büyük bir raddeye ulaşmış olsa da bu çevre kirliliğinin önlenemeyeceği anlamına gelmiyor. Bunun için devletin ve sivil toplum örgütlerinin de yaptığı birçok çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmalardaki ortak hedefler genel olarak doğaya salınan atık miktarını azaltmak, ağaçlandırmayı olabildiğince arttırmak; hava, su ve toprak kirliliğini minimum seviyeye indirmek olmuştur. Bunların yanında fabrika bacalarına filtreler yerleştirmek, tıbbi ve kimyasal atıkları doğaya bırakmamak gibi çözümler yer alır. Ek olarak kişinin bireysel olarak koyduğu kısıtlamalara ve önlemler bu ölümcül oyunda büyük önem taşımaktadır. Bu sebeple devlet, her vatandaşın evsel atıklarına bir kısıtlama getirmeyi düşünmüştür. Bu sayede doğadaki atık miktarı azalacak ve bizi korkunç sonumuzdan uzaklaştıracaktır.
Ancak problemimiz bu şekilde sona ermiyor. Çözümlerin uygulanması için toplumdaki her bir bireyin sorumluluk sahibi, bilinçlendirilmiş ve geleceğini önemseyen kişiler olması gerekir. Bir insan çevresindekileri düşünmeyen birisi olsa dahi kendi geleceğini düşünüyorsa yaşadığı çevreye zarar vermez. Bu sebeple çözümler uygulanmadan önce herkesin yeterince bilinçlendirilmesi, neyle karşı karşıya olduğumuzun farkına varılması lazım. Ardından gelen çözümler bu sayede en etkili şekilde yürütülebilir, devletin koyduğu herhangi bir kısıtlama olmadan herkesin sorumluluğunu yerine getirmesiyle gelecek nesillere daha güzel bir dünya bırakabiliriz. İnsanları, hayvanları, diğer tüm canlıları ve dünyamızı ölüme terk etmemek için çevre kirliliğine dur deyin.