Çevrenin canlı ve cansız öğelerini olumsuz
yönde etkileyen, üstünde yapısal zararlar
oluşturan ve niteliklerini bozan yabancı maddelerin hava, su ve toprağa yoğun bir halde karışması olayına “muhit kirliliği” ismi verilmektedir. Çevrenin naturel olmayan bir halde insan eliyle bozulmasıdır. Dünyamız her geçen gün tükenmekte ve azar azar ölmekte. İnsanların bitmez tükenmez doğayı kirletme eylemleri yüzündençevremiz, doğamız bitiyor. Bizler tabiat ile bir savaştayız ve şayet kazanırsak, kaybedeceğiz. Çevre hakkı en temel insan haklarından biridir. Bu nedenle çevrenin korunmasına yönelik yapılacak her faaliyet, atılacak her adım insanlık için yapılma olacaktır. Aslında bu muharebede kazanmak demek kendi ömür alanımızı bitirmek, doğamızı kirletmek, dünyamızı kirletme olacağı için yitirmek demek bizim için. İnsanlar yaşadıkları çevreden sorumludurlar. Temiz bir çevrede yaşamak insanların kendi elinde olan bir şeydir. Bu mevzuda her kişi kendi üstüne düşeni tam olarak yerine getirse çevremizin kirlilikle alakalı tek bir sorunu bile kalmayacaktır.Eğer bu duruma uymamaya devam edersek oldukça büyük ve ciddi sorunlarla yüz yüze kalacağız ama insanoğlu bu durumun ciddiyetinde değiller maalesef ki, ve bu da onları bu probleme herhangi bir çözüm üreterek yaklaşmalarına mani oluyor. Arabalardan çıkan kirli dumanlara, evlerin bacasından çıkan yakıt atıklarına lüzumlu hassasiyeti gösterip çözüm yollarını bulsak daha pak bir toplumda yaşama imkanımız olur. Yere çöp atan çocuğunu uyaran anne ve babalar bilgili bir gençlik yetiştirmiş çocuğuna muhit bilincini öğretmiş olur.
Toplumda hayata devam etmenin kurallarından olan temizlik ilkin aile arasında aşılanmalıdır. Çocuğuna lüzumlu hassasiyeti verebiliyorsa bir aile muhit temizliği için bir mum yakmış sayılır.
Birini çevreyi kirletmemek adına uyardığımızda o şahıs yaptığının yanlış olmadığını korumak için çaba sarfediyor ise bu ona aile hayatından aşılanmış bir doğrudur ve onun için bu alışkanlık ona gore yanlış değildir. Bu nedenle ufaklıklara çevreyi kirletmeme fikri ve bunun yanlış bir fiil olduğu küçüklükten aşılanmalıdır. Peki çevrenin korunması için başka neler yapabiliriz? Öncelikle geri dönüşüm tesisleri kurulmalı ve kağıt, metal, plastik şeklinde pek oldukça araç-gereç geri dönüşüm sonrası yine kullanılmalıdır. Yağ ve deterjan atıkları korunaklı halde imha edilmelidir. Çöp kutularının sayısı artırılmalı ve ulaşılabilirliği daha basit olmalıdır. Zehirli atıklar doğaya bırakılmamalıdır. Bu atıkları bırakanlar yakınma edilmelidir.
Çevremizi korumalıyız ama bunu bilgili bir halde yapmalıyız. Sadece bölgelere çöp atmamak yetmez sadece bu mevzuda camianın hassas olması gerekir. Herkes birbirini uyarmalı, camia baskısı bu yönde kullanılmalıdır.
Bu şeklinde davranışlar ve çözümlerle dünyamızı kurtarabilir, ve tabiat ile olduğumuz savaşı kaybedebilir fakat aslına bakarsak da kazanabiliriz.
yönde etkileyen, üstünde yapısal zararlar
oluşturan ve niteliklerini bozan yabancı maddelerin hava, su ve toprağa yoğun bir halde karışması olayına “muhit kirliliği” ismi verilmektedir. Çevrenin naturel olmayan bir halde insan eliyle bozulmasıdır. Dünyamız her geçen gün tükenmekte ve azar azar ölmekte. İnsanların bitmez tükenmez doğayı kirletme eylemleri yüzündençevremiz, doğamız bitiyor. Bizler tabiat ile bir savaştayız ve şayet kazanırsak, kaybedeceğiz. Çevre hakkı en temel insan haklarından biridir. Bu nedenle çevrenin korunmasına yönelik yapılacak her faaliyet, atılacak her adım insanlık için yapılma olacaktır. Aslında bu muharebede kazanmak demek kendi ömür alanımızı bitirmek, doğamızı kirletmek, dünyamızı kirletme olacağı için yitirmek demek bizim için. İnsanlar yaşadıkları çevreden sorumludurlar. Temiz bir çevrede yaşamak insanların kendi elinde olan bir şeydir. Bu mevzuda her kişi kendi üstüne düşeni tam olarak yerine getirse çevremizin kirlilikle alakalı tek bir sorunu bile kalmayacaktır.Eğer bu duruma uymamaya devam edersek oldukça büyük ve ciddi sorunlarla yüz yüze kalacağız ama insanoğlu bu durumun ciddiyetinde değiller maalesef ki, ve bu da onları bu probleme herhangi bir çözüm üreterek yaklaşmalarına mani oluyor. Arabalardan çıkan kirli dumanlara, evlerin bacasından çıkan yakıt atıklarına lüzumlu hassasiyeti gösterip çözüm yollarını bulsak daha pak bir toplumda yaşama imkanımız olur. Yere çöp atan çocuğunu uyaran anne ve babalar bilgili bir gençlik yetiştirmiş çocuğuna muhit bilincini öğretmiş olur.
Toplumda hayata devam etmenin kurallarından olan temizlik ilkin aile arasında aşılanmalıdır. Çocuğuna lüzumlu hassasiyeti verebiliyorsa bir aile muhit temizliği için bir mum yakmış sayılır.
Birini çevreyi kirletmemek adına uyardığımızda o şahıs yaptığının yanlış olmadığını korumak için çaba sarfediyor ise bu ona aile hayatından aşılanmış bir doğrudur ve onun için bu alışkanlık ona gore yanlış değildir. Bu nedenle ufaklıklara çevreyi kirletmeme fikri ve bunun yanlış bir fiil olduğu küçüklükten aşılanmalıdır. Peki çevrenin korunması için başka neler yapabiliriz? Öncelikle geri dönüşüm tesisleri kurulmalı ve kağıt, metal, plastik şeklinde pek oldukça araç-gereç geri dönüşüm sonrası yine kullanılmalıdır. Yağ ve deterjan atıkları korunaklı halde imha edilmelidir. Çöp kutularının sayısı artırılmalı ve ulaşılabilirliği daha basit olmalıdır. Zehirli atıklar doğaya bırakılmamalıdır. Bu atıkları bırakanlar yakınma edilmelidir.
Çevremizi korumalıyız ama bunu bilgili bir halde yapmalıyız. Sadece bölgelere çöp atmamak yetmez sadece bu mevzuda camianın hassas olması gerekir. Herkes birbirini uyarmalı, camia baskısı bu yönde kullanılmalıdır.
Bu şeklinde davranışlar ve çözümlerle dünyamızı kurtarabilir, ve tabiat ile olduğumuz savaşı kaybedebilir fakat aslına bakarsak da kazanabiliriz.
(Visited 14 times, 1 visits today)