Dodo Cadı: Mars İçin!

   Benim kabilemde 20 yaşına giren herkes gizemli bir kapı açar ve eğer bu kişi büyücü ise kişisel büyü gezegenine ışınlanırdı. Bu yüzden öncelikle size Mars yolculuğumdan bahsetmeliyim. Büyük bir heyecan ve mistisizmle çıktığım yoldan bitmiş tükenmiş olarak dönmüştüm. Bunun tek bir sebebi vardı: o! İlk olarak doğum günümün sabahında arkadaşlarımı da yanıma alarak geçitten kendi gezegenime -Mars’a- ışınlandım. Her şeyin güzel gideceğini planlasak da “o”nun burada tüm enerjiyi kendi “chi” enerjisi için tükettiğini görünce buna bir son vermemiz gerektiğini düşündük. Peki bu illet neydi, kimdi; ve buna nasıl bir son verecektik ki?.. 

   “Dodo Cadı” diyoruz ona. Asırlardır peşinde insanoğlunun, giderek güçlenmekte ve nihai hedefine ulaşana kadar da büyümekte. Birçok, hatta neredeyse tüm okurlar bu illetin varlığından bihaberdir. O zaman bildiğimiz kadarıyla, bilmemizi istediği kadarıyla, ondan bahsetmek lazımdır. Dodo Cadı, insanlığın varoluşundan önce yeryüzünde yaşamıştır. Anlatılanlardan öğrendiğim kadarıyla da milattan yaklaşık 2 milyon önce buz devrinin başlamasıyla “chi” enerjisini kaybedeceği düşüncesiyle yaşayacak başka bir yer seçmiş kendine: Mars. Marsın atmosferi, iklimi, ıssızlığı ve yakınlığı onu Dodo Cadı’nın yeni mağarası için mükemmel bir ortam yapmış. O kara büyüsü, manipülatif aurası ve olağanüstü gücüyle tarih boyunca eksperimentalist fikirlerini bizim üstümüzde denemiştir. Mesela ben Mars’a adımımı  attığım an bir ürperti dalgası gelmişti sanki, izlendiğimi hissedebiliyordum. Arkadaşlarımla korkumuzdan akortsuz yürürken bir anda karşımıza çıkıp köpeğimizi çalması ise bizi çileden çıkaran noktaydı. Tüm gücümü toplayıp bağırdım:

Artık buna bir son verilmeli!”.

Gezegenim Mars’ın kudretini, asaletini, bastırılmış öfkesini hissedebiliyorum. Önceden ne yaşandı da bu Dodo bu kadar küstah olabilme cesaretine sahip oldu bilmiyorum ama bildiğim tek bir şey var: artık buna bir son verilmeli!

   Karşımda bir zaman yolcusu, enerji vampiri, venom ve neredeyse tüm güçlere sahip bir canavar var. Ve onu alt etmemin de tek bir yolu var, onu kendi silahıyla vurmak. Chi enerjisi nedir bilmesem de geleceğimiz bu enerjide yatıyor olabilirdi. Arkadaşlarımdan Layla yaşlıların bunu bilebileceğini söyledi, aklıma gelen ilk kişi yakın bir zamanda ölen ve bize yardım etmeye çalışan Dodo’nun büyük düşmanı büyükannemdi. Eğer ölüyse nasıl sizinle iletişim kuruyor diyebilirsiniz ama unutmayın, cadılar olarak “her şeyi” yapabiliriz! Yalan yok kendisiyle konuşurken gözyaşlarımı tutamadım. Yaşarken de melek gibiydi, ve şimdi bize öğrettikleri… Tam bir kraliçeydi. Şimdi Dodo Cadı’yı nasıl nakavt edeceğimizi biliyoruz, tek sorunumuz nerede olduğunu bilmiyor olmamız. Peki… Acaba Olimpos Dağı olabilir miydi?..

   Evet, sonunda! Sonunda bulduk onu. Sonunda alt edebileceğiz, sonunda büyükannemin intikamını alabileceğiz… Derken tekrar fark ettik onun ne kadar güçlü olduğunu. Karşımda bir anda yüzyıllardır Mars’ın enerjisini toplayan Dodo Cadı’yı buldum. Bir süre bakışmıştık, kızıl gezegenin kızıl tozları uçuşurken hedefime odaklanıp chi gücümü kullanmam gerekiyordu. Ancak iki taraf da hiçbir şey yapmadı. Çünkü ikimiz de biliyorduk ki ilk kim hareket edip sesli bir büyü yaparsa dezavantajlı olacaktı. Diğer yandan ise bakışarak bir soğuk savaş veriyorduk. Kim enerji vampirliği mücadelesinde daha iyiydi?.. Bir süre sonra büyükannemi düşündüm ne kadar rahattır şu an, ne dert ne tasa. Uyusam hepsi geçer miydi? Bir dakika, hayır! Ne yaptığını anlamıştım bu cadının. Beni uyutmaya çalışıyordu. Ancak artık bu önemsizdi, çünkü büyükannem kısa bir süre bile için olsa beni korumak için gezegenine geri dönmüş! O beni korurken ben de tüm enerjimle odaklanıp Dodo Cadısını ebediyen bitirecek hamlemi -benim için küçük, insanlık için devasa bir hamle- yaptım.

“Mars için!”

(Visited 28 times, 1 visits today)