Dilli Dilsiz

Polatkan apartmanı sakinlerine;
Sevgili komşularım bu mektubu dili olup konuşamayan dostlarımız adına yazıyorum.
Apartmanımızın herhangi bir yerinde hayvan istemediğinizi belirtmişsiniz ben de buna istinaden size böyle bir mektup yazmaya karar verdim. Öncelikle bu kararınıza saygı duymakla beraber sizlerden de biz hayvan sever komşularınıza saygı bekliyorum. Bahçemizdeki, sokaktaki hayvanlarında barınmaya ve karınlarını doyurmaya ihtiyacı olduğunu biliyorsunuzdur. Biz elimizden geldiğince onlara yardım etmeye çalışıyoruz fakat sizin onları istememeniz bizi üzüyor.

Ben bir kedi sahibiyim. Ona gözüm gibi bakıyor tüm ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyorum. buna gülüp geçebilirsiniz belki ama çocuğum olsa ancak bu kadar sevebilirdim diyorum bazen. Belki sizin de bir çocuğunuz vardır. Siz nasıl onu koruyup kolluyor, besleyip büyütüyorsanız aynısı benim için de geçerli. Bir insandan farkı yok çoğu zaman, bir insan gibi o da korkuyor, acıkıyor, üşüyor, uyuyor… Şu dünyadaki en saf canlılar hayvanlar. Sizden sadece sevgi bekliyorlar. Yemek ve su vermeseniz bile onların başını okşamanız bile yetiyor onlara. Sizin sevginizle bile doyurabiliyorlar karınlarını.                                                                                                                                             Son zamanlarda insana şiddet arttığı kadar hayvanlara şiddette arttı. Hiçbir suçu olmayan hayvanları ne hale getirdiklerini haberlerde bir kez olsun görmüşsünüzdür. O hayvanları kimi zaman mama verecek gibi, kimi zaman sevecek gibi kandırıp yanlarına gelmelerini sağlıyor daha sonra ise onlara yapmadıklarını bırakmıyorlar. Ben hayvanların öyle insanlara kanmaması için onları aç ve sevgisiz bırakmak istemiyorum. Karınları doyuruyorum ki zehirli mamaya kanmasınlar onu yemeye gerek duymasınlar, onlara bahçemizde bir kulübe veriyorum ki zarar görecekleri yerlere gitmesinler.
Geçenlerde biliyorsunuz ki bahçe duvarlarımızın üstüne demirler yaptırarak yükselttik. Sizin niyetiniz apartmanımızın güzel gözükmesiydi belki ama benimki bambaşkaydı. Demirlerin yaptırılmasını istedim çünkü küçük dostlarımızın burayı daha çok bir ev gibi görmesini, demirlerin dışının başka bir yer olduğunu anlamasını istedim. Onlara zarar vermek isteyenler olursa bahçemize sığınmasını kötü insanlardan korunmasını istedim. Bizim canımız nasıl önemliyse onların ki de can, onların canı da önemli. onlar bize emanet ve bizim de bu emanetlere sahip çıkıp korumamız gerekli. 
Belki farkında değilsiniz ama apartmanımızı güzelleştiren o demirler değil, bahçemizdeki küçük dostlarımız. Bırakın güzelleşmeye devam etsin bahçemiz. Onlar bahçenin bir köşesinde yaşasın siz bir köşesinde . Sizden sadece onlara saygı duymanızı istiyorum. Bir gün fikrinizi değiştirip onları sevmek isterseniz fark edeceksiniz ki, onlar sizi siz onları sevmeye karar vermeden önce sevmiş. Onlarla birlikte hayatınıza yeni bir enerji, yeni bir heyecan katılacak. Her gün bahçeye indiğinizde hepsini kontrol edecek, mama ve sularına bakacaksınız. Umarım bu güzel duyguyu tadabilirsiniz.
Mektubumu buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ediyorum ve sizden küçük dostlarımız ile apartman bahçemizi paylaşmanızı istiyor, iyi günler diliyorum.

 

(Visited 36 times, 1 visits today)