Dileğim
O gün yürürken paslı bir lamba gördüm. Bu lambayı eve götürdüm. Onu yıkamak için mendille ovalarken birdenbire içinden bir Cin çıktı. Buna çok şaşırmıştım. Cin bana beş dilek hakkın var dedi. Önce biraz düşündüm sonra buldum dedim! Çok zengin olmayı diliyorum dedim ve sonra Cin bizi çok zengin yaptı. Yatma zamanım gelmişti Cine hoşça kal dedim. Uyandığımda hazırlandım ve Cini çantamın içine koydum. Annem beni okula götürdü. Okulda öğlen yemeğine çıkıyorduk Cinden yemekte kuru fasulye, pilav, yoğurt çorbası ve puding olmasını istedim. Yemekhaneye girdiğimizde bu yemekleri çok sevdiğim için hızlıca bitirip pudingime geçtim. Öğretmen beni erken indirdi. Birkaç ders sonra okul bitti ve annemin arabasına binip okuldan gittim. Yolda giderken bir şekerci dükkânı gördüm. Canım oradaki şekerlerden çok çekmişti. Cinden oradaki istediğim şekerleri bana getirmesini diledim ve o da bana kocaman bir paket dolusu şeker verdi. Eve gidene kadar onları çoktan mideye indirmiştim. Çok güzel bir gündü ama üç dilek hakkımı kullanmıştım. Sadece iki dilek hakkım kalmıştı. Bir de yarın hem yılbaşı hem de doğum günüm olmasını diledim. Sabah olunca yılbaşı olduğu için okullarda tatil olmuştu ve çokça hediye gelmişti çünkü hem doğum günüm hem de yılbaşıydı. Doğum günüm olduğu için pasta yedim ve son dilek hakkımın ne olacağına çoktan karar vermiştim. O da” Sonsuz dilek hakkıydı”.