Dijital Dünya

Ömer, sabahları uykusunu tam alamadan uyanıyordu. Yatakta birkaç dakika daha kalıp gözlerini ovuştururken, her zaman aynı soru aklını kurcalıyordu: “Bugün yine bir sistem hatası yaşar mıyım?”

Geleceğin dünyasında her şey dijitalleşmişti. İnsanlar, DNA’larıyla entegre çalışan bir sistem sayesinde kimlik doğrulaması yapıyordu. Ömer de doğuştan sahip olduğu benzersiz DNA kimliğiyle her an takip ediliyordu; attığı her adım, yaptığı her tercih, satın aldığı her şey kayıt altındaydı.

Her sabah olduğu gibi, yine rutinini tekrarlayarak evinden çıktı. Bina girişindeki güvenlik kapısından geçti, biyometrik tarama saniyeler içinde kimliğini doğruladı. Cebindeki telefonunu kontrol ettiğinde, öğle yemeğinin sipariş edildiğini ve ödeme işleminin otomatik olarak tamamlandığını gördü. Hayat artık kolay ve hızlıydı, fakat bir o kadar da soğuk ve mekanik.

Ancak bu kusursuz düzenin ardında karanlık bir gölge dolaşıyordu. Birkaç gün önce duyduğu bir güvenlik açığı haberi içini ürpertiyordu. Bir grup suçlu, DNA tabanlı kimlikleri ele geçirerek sahte hesaplarla dolandırıcılık yapıyordu. Ömer, kendi kimlik bilgilerinin tehlikede olup olmadığını bilmiyordu ama herkes gibi o da sürekli izlenmenin huzursuzluğunu hissediyordu. Mahremiyet diye bir şey neredeyse kalmamıştı.

Ve o sabah beklenmedik bir şey oldu. Sistem, Ömer’in kimliğini doğrulamada hata verdi. Bir anda tüm bilgileri sorgulanmaya başlandı, geçmişi detaylıca incelendi. Hangi markaları tercih ettiği, hangi filmleri izlediği, nerelere gittiği… Ömer, ilk defa özgürlüğünün tamamen elinden alınabileceğini hissetti. Gözetim altında olmak, sadece bir güvenlik meselesi değil, insanın tüm hayatını şekillendiren bir sistem haline gelmişti.

Sistem ona bir hata mı yapmıştı, yoksa bu kusursuz düzenin içinde farkında olmadan bir kural mı çiğnemişti?

(Visited 3 times, 1 visits today)