Devrim Sırasında Olay – Napolyon Bonapart

Yıl 1789, Fransa krallığı…

Halk ayaklanmış; kralın, soyluların ve din adamlarının bu görkemli yaşamlarını izlerken kendi fakirlikleriyle yetinme ve bunun üstüne vergi ile her şeyinin elinden alınmasından sıkılmışlardı. Bu yüzden halk birkaç liderle bir araya gelmiş ve ayaklanmıştı. Fransa mahkemesinde soylular ve din adamları halkın sadece %2’sini oluşturmasına rağmen halk ile aynı oy hakkına sahip olunca halk istedikleri oyu 2’ye 1 kaybetti. Zaten buradan sonra kesinleşmişti, dönemin kralı 16. Louis devletin yaptığı oyunları açık açık belirtti. Böylece halk daha da kızışıp örgütlendi ve saraya doğru hareketlerini başlattılar.

Halk ordunun desteği ile devlet görevlilerini, soyluları, din adamlarını ve kral ile kraliçeyi kuşatmaya almıştı. Kuşatma sırasında görevliler halkı durdurmak için kraliçeye ve krala ne yapmaları gerektiğini sordular. Kraliçe ise monarşinin karanlık yüzünü kanıtlar nitelikte: “Ekmek yoksa pasta yesinler!” diye kendini tarihe yazdıran sözü söyledi. Tabii kuşatma başarılı oldu ve tüm devlet görevlileri, soylular, din adamlarını ve kral ile kraliçe yakalandı. Onlar hapiste dururken “Joseph Guillotin” adlı bir adamın aklına “giyotin” adında bir icat gelir. Bu sayede suçlu herkes acı çekmeden idam edilebilecekti. Öyle de oldu. Meydanlarda tüm yakalanmış insanların giyotinle kafaları kesiliyor, meydanlar kana bulanıyor ve üstelik bu halkın rahatça izleyebileceği şekilde yapılıyordu. En son sıra geldi 16. Louis ve eşine. Bazı kişiler kralın öldürülmemesini, sembolik olarak hapiste tutulmasını isterken bazıları onun giyotinle idam edilmesini söyledi. Mecliste sadece 1 oy ile idam kararı getirildi. Kral idam edildi. Artık Fransa özgürdü. Tabii baskıcı giyotinciler ve iç savaş dışında. Bir de şu “Devrim Savaşları”…

Fransız devrim savaşları sürerken Fransa devletine “yalakalık” yapan birçok kişiye göre delirmiş bir adam komutan olarak seçildi. İsmi Napoleon Bonaparte (Napolyon Bonapart)’tı. Adam kazandığı zafer başına rütbe yükseliyordu. Hatta o kadar ki devlet yönetimine kadar yükseldi. Devrim savaşları bitti ve Avrupa rahatladı. Şaka! Bizim Napolyon yarı-darbe yaparak kendi kafasından uydurduğu kurallar ile Fransa başına geçti ve Avrupa’nın ilk “diktatörü” oldu. Herkes aslında ondan mutluydu ama kimse ne olacağını bilmiyordu. Bazı kişiler ise ona ön yargı ile bakıyorlardı. Ama bilmiyorlardı ki… “Bana bir önyargı verin dünyayı yerinden oynatayım!” ve öylede oldu, Avrupa artık eskisi gibi olmayacaktı, ta ki o sürgüne gönderilene kadar…

(Visited 34 times, 1 visits today)