Derin Sessizlik

Yine hiç istemememe rağmen soğuk bir sabaha uyandım ve okulun yolunu tuttum fakat bugün okula gitmeyi hiç istemiyordum ben de okulu asmaya karar verdim.Soğuk ve bilmediğim sokaklarda yürürken bir sarrafla karşılaştım hemen içine girdim tabi.Sarraf eski görünüyordu ancak içinde çok güzel kitaplar vardı.Sonra o kitabı gördüm Dorian Gray ‘in portresini hem de ilk basımını gerçek miydi bu ben şu anda en sevdiğim kitabın ilk basımını mı elimde tutuyordum yani? Hemen sarrafa sordum. Aldığım cevap beni çok mutlu etti bu gerçekten de ilk basımdı.Evin yolunu tuttum bu kitabı hemen okumaya başlamam gerekiyordu.Eve doğru yürürken martı sesleri duydum ve bu havaya rağmen sahile doğru yürümeye başladım tam da güzel bankı bulmuş oturacakken bir teyze geldi ve bankı kaptı. Nereye oturacağımı düşünürken kocaman bir ağaç gördüm ve onun dibine oturmaya karar verdim.Kitabımı açtım ve okumaya başladım.Sararmış sayfalar içinde kaybolmuşken kitabın 120. Sayfasına geldiğimde el yazısıyla yazılmış bir cep telefonu numarası gördüm.Arayıp aramamak arasında kararsız kaldım numarayı yazıp yazıp sildim ancak sonunda aramaya karar verdim telefon birkaç defa çaldı ancak cevaplayan olmadı ben de ikinci defa arama zahmetine girmedim ve bu sefer gerçekten evin yolunu tuttum.Eve geldiğim gibi ısınmak için sıcak bir duş aldım.Duştan çıkmış saçlarımı kuruturken telefon çaldı arayan numara kayıtlı değildi ,telefonu açtım arayan kişi onu neden aradığımı sorunca ilk başta anlamadım sonradan fark ettimki bu sabah kitabımdan çıkan numaraydı.Karşı tarafa bu numarayı nasıl bulduğumu anlattım ve hüzünlü bir gülme sesi duydum ne olduğunu sorduğumdaysa bana bu telefon numarasını sevdiği kızın en sevdiği kitabının içine koyduğunu fakat kızın kitabı açamadan öldüğünü söyledi ama kitaba ne olduğunu bilmiyormuş ve bir anda birisi arayınca da çok şaşırmış.Her ne kadar konuyu irdeleyip karşımdakini üzmek istemesemde merakıma yenik düştüm ve neden öldüğünü sordum.Derin bir sessizlik sonrasında iç çekti ve bana kızın ani bir trafik kazasında öldüğünü söyledi ancak bu bana çok da inandırıcı gelmedi.Ben de araştırmaya karar verdim gece uyuyacak sabah da sarrafa gidip kitabı nasıl aldığını soracaktım.Dediğim gibi de yaptım .Sabah uyandım ve sarrafa gidip kitabı nereden aldığını sordum bana tam olarak hatırlamadığını ancak kitabı veren kişinin karşıdaki sahilde bir balıkçı lokantası olduğunu söyledi.Hemen yola koyuldum ve sahilde balıkçı aradım.Karşıma iki tane lokanta çıktı ben de hislerime güvenip dışı mavi olan tatlı bir lokantaya girdim ve sahibini sordum şansıma sahibi buradaydı.Sahibi de lokanta gibi tatlı bir amcaydı.Amcaya bu kitabı sorduğumda gözünden bir yaş geldi .Kendini toplayıp anlatmaya başladı meğer ölen kız amcanın kızıymış ve bu kitapta amcanın kızının en sevdiği kitapmış.Kızının neden öldüğünü çekine çekine sordum.Amca bir anda hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı amcayı sakinleştirdikten sonra sorumu yineledim ve kızının intihar ettiğini öğrendim. Telefondaki çocuğun neden yalan söylediğini anlayamamıştım.İntihar sebebini her ne kadar merak etsem de amcayı daha çok üzmek istemedim ve lokantadan çıktım.Bir babanın yaşadığı acıyı gözlerimle görmek kendimi çok kötü hissetmeme sebep oldu.Acaba kız martıların sesini, gökyüzünün mavisini ,güzel bir müzik eşliğinde dans etmenin hissini geride bırakacak kadar ne yaşamıştı…

(Visited 9 times, 1 visits today)