DEPREME KARŞI DAYANIKLI, SAĞLIKLI VE GÜVENLİ YAPI TASARIMI

 

Ülkemiz büyük risk taşıyan bir deprem ülkesi. Her gün küçük sayıda depremler yaşıyoruz. Bunlar hayatımızı etkilemiyor. Fakat büyük bir deprem yaşandığında neler oluyor? Üzücü kayıpların yanı sıra büyük bir panik, belirsizlik ve karmaşa yaşanıyor. Sonra binlerce insan dışarda yaşamak zorunda kalıyor. Yaşam duruyor, insanlar acı çekiyor. Neden? Çünkü bir deprem sonrasında hangi binanın, hangi hastanenin, hangi okulun ya da köprünün hasar alıp almadığını tam olarak çözemiyoruz.

 

Risk önleme yöntemlerinin temelinde tehlike oluşturan unsurları ortadan kaldırmak yatar. Eğer riskten kaçamıyorsak, riskler ile mücadele etmemiz gerekir. En iyi mücadele yöntemi kaynağında mücadeledir. Bunun için öncelikle sağlıklı ve güvenli yani yaşanabilir yapılar tasarlanmalı. Yapı türü ne olursa olsun, yapılan tasarımın estetiği ve fonksiyonelliği gibi beklentilerin yanı sıra sağlıklı ve güvenli yaşam alanı oluşturacak tasarımlar yapılmalı. İkinci olarak da bu yapıların sağlığı aynı insan sağlığı gibi sürekli olarak takip edilmeli. Bunun için yapıya çok çok düşük seviyedeki titreşimleri ölçen sensörler (ivmeölçerler) yerleştirilmeli.

Bu titreşim ölçen alet sayesinde hem insanların hem de binaların sağlığı korunabilir. Fakat tabi ki bu alet iyi bir mimarisi olmayan binaya eklenmemeli.

 

 

 

 

 

 

 

 

(Visited 187 times, 1 visits today)