DENEY HAYVANLARI

İnsanoğlu var olduğu andan itibaren biyolojik çevresindeki ve kendi vücudundaki olayların nasıl meydana geldiğini merak etmiştir. Başlangıçta insanlar tüm bu olayların nedenini irdelemekten uzak olduğundan bu olayları doğaüstü güçlere atfetmiştir. Fakat “modern insan” denilen kavramın ortaya çıkmasıyla eski algılar rafa kaldırılmış ve bu düşüncelerin aksine zamanla geliştirdiği bilimsel metotlarla insan doğadaki ve kendi vücudundaki olaylara ışık tutmaya çalışmıştır, bu yaklaşım birçok farklı bilim dalının ortaya çıkmasına da yol açmıştır. Bununla beraber olarak temelde insan vücudunun fizyolojisini, hastalıkların vb. tedavisini hedef alan biyomedikal araştırmalar da çok çeşitli dallara ayrılmıştır. Bu araştırmaların insanlar üzerinde yapılan önemli bir kısmı gözlemsel çalışmalar olarak yapılırken diğer bir kısmı ise deneysel çalışma şeklinde yürütülmüştür. Deneysel araştırmalarda işin doğası gereği denek kullanmak bir zorunluluktur (bu insanda bir süre gönüllü olarak devam etse de bir süre sonra insan yani kısaca denek yetmeyecek-kozmetik alanındaki tek bir çalışma bile binlerce deneme gerektiriyor- bu yüzden insanoğlu çözümü hayvanlarda arayacak) bu anlamda deney hayvanları kaçınılmaz olacaktır. Bu bağlamda öncelikle deney hayvanlarında deney yapıldıktan sonra insan deneklere deneysel çalışma yapmak esastır. Ancak bu deneylerin yapılabilmesi için bazı şartlar ve kurallar gerekmektedir. Sonuç olarak tüm araştırmalarda insan-insan ve insan-hayvan ilişkileri söz konusu olmakta ve etik kavramı doğal olarak önem kazanmaktadır. Kısaca ahlak çerçevesi olarak tanımlanan etiklik kavramı “insan ve hayvan yaşamını ilgilendiren bilimlerde yapılabilecek hareketlerin sınırları, davranışın öncesinde yol gösterici ve sınırlayıcı kurallar topluluğu” şeklinde ifade edilmektedir. Ve en önemlisi imkânlar bunu gerektirmektedir.

(Visited 37 times, 1 visits today)