Yıl 1979 yılıydı Alanis için harika bir yıldı. Ülkenin en iyi eğitim veren ve şatafatlı lisesine giden Alanis için aynı zamandan lisenin en iyi yılıydı. Bu sene ülke çapında düzenlenecek olan bilgi yarışmasına arkadaşlarıyla katılmaya hak kazanmıştı. Bu yarışmaya katılacak olan on binlerce gruptan sadece birindeydi Alanis. Bu kadar büyük bir organizasyonun ana sponsoru ailesinin sahip olduğu Novartis adlı ilaç şirketiydi. Alanis ise bu durumdan çok hoşnuttu çünkü babası gelip onun yarışmalarını en önden izleyebilecekti. Bu durum Alanis için biraz alışılmışın dışındaydı çünkü babası o kadar yoğun çalışan bir insandı ki eve bazen gelmezdi bile. Yarışma iki hafta sürecek ve sonunda sadece onların kazanması için babası çok büyük emekler harcamıştı. Alanis’e ülkenin bazı ileri gelen bilge kişilerinden yardım alıp ona kolayca birçok bilgiyi öğrettiler. Alanis kendini artık hazır hissediyordu. Yarışmanın ilk günü geldi çattı , Alanis’in grubu ilk yarışan gruplar arasındaydı ve ilk turu kendilerini hiç yormadan kazandılar. Alanis’in grubu ilk haftayı hiç yenilgi almadan lider oldular. O sıralarda aile şirketi ve yarışma kurulu arasında ipler gerilmeye başlamıştı çünkü Novartis şirketi yavaş yavaş batıyordu bunun sebebi ise Liam’ın , Alanis’in amcası , şirketin sermayesinin çoğunu kumarda kaybetmesiydi. Aile ona karşı cephe almıştı ve Liam’da ne yapacağını bilmiyordu. Şirket gitgide batmıştır ve bu derece önemli olan bilgi yarışmasının ertelenme kararı verilmiştir. Alanis bu konu bilmediği için eve gider gitmez babasına sorar ” Baba bilgi yarışmamız neden ertelendi ?” diye sordu. Babası ona battıklarını ve böyle bir zenginliğin bir daha ellerine geçmesinin zor olduğunu söyledi. Artık böyle bir yaşam süremeyecekleri için ülkenin gelir düzeyi daha düşük bir yerlerine taşınmaları gerektiğini söyledi.
Alanis bu konu bilmediği için eve gider gitmez babasına sorar ” Baba bilgi yarışmamız neden ertelendi ?” diye sordu. Babası ona battıklarını ve böyle bir zenginliğin bir daha ellerine geçmesinin zor olduğunu söyledi. Artık böyle bir yaşam süremeyecekleri için ülkenin gelir düzeyi daha düşük bir yerlerine taşınmaları gerektiğini söyledi. Taşındıkları yerde insanların gelir düzeyleri düşün olduğu için evler derme çatma ve sokaklar pis olduğu için Alanis burayı görür görmez nefret içeren sözlerle babasına ve annesine bağırmaya başladı. Taşınacakları eve gittiklerinde ev kötü bir haldeydi ve örümcek ağları evde cirit atıyordu. Ev o kadar küçüktü ki mutfağa 2 kişinin aynı anda girmesi bile çok zordu. Bütün aile aynı odada uyuyordu ve kahvaltı bir oda denilemeyecek kadar bir yerde yeniyordu. Evi satan adam bu evdeki en kuytu odayı gösterirken üstündeki ”Girilmez !” yazısına dikkatimizi çekerek ”Sakın bu odaya girmeyin” dedi. Alanis’in aklında kalmıştı bu oda ailesi de içeriye bakmak istedi ama onların ilgilenmesi gereken daha farklı konular vardı. Alanis bu evde ömrünün geçmesine hiç de iyi bakmıyordu insanlar o zamanlarda zengin kesimden pek hoşlanmazlardı ve aile ilk buraya gelince zengin kesimden gelsikleri hemen anlaşılıyordu.
Alanis bu evde 1 ay geçmeden evde canı çok sıkılınca evde o garip bir şekilde her daim kapalı duran kapıyı açmış bulundu ve hiçbir şey belli değildi , içerisi kapkaranlıktı. Alanis korkunca içeriye giremedi Fakat anne ve babası eve gelince onlara itiraf etti. ” Girilmez ! ” yazan kapıyı ardına kadar açmış bulundum ” dedi. Ailesi çok şaşırdı ve kızamaya başladı kızları için endişelenmişlerdi. Annesi dedi ki ” Madem o kapıyı açtın gelin beraber bakalım içeride ne var. ” Üçü birlikte ellerinde az ışık veren bir mumla kapının hemen yanındaki merdivenden indiler. Bir anda kapı kapandı fakat onlar aşağıya inmeye devam ettiler. Aşağıda yaklaşık 20 tane insan iskeleti vardı. O zaman anladılar burası eski bir cellatın eviymiş. Bu aşağıya inen merdivende onun işkence ettiği insanları mahkum ettiği yermiş. Dehşete düşmüşlerdi birkaç gün sonra bazı bağlantılar kullanarak o evi tamamen temizlediler ev pırıl pırıl oldu. Aşağıdaki mahzen gibi yeri ise harika şekilde dekore edip orayı oda haline getirdiler. Eski evlerine nazaran bu ev eski ev onların daha da içine sinmişti ve artık hayatlarını burada geçireceklerdi.