Değişiyorum. Çünkü

Kişiden kişiye değişiyorum. Çünkü iyiliğin sadece hak eden insanlara yapılması gerektiğini düşünüyorum. Yapılan iyiliği suistimal edeceğini düşündüğüm kişilerden uzak duruyorum. Bu kişiler çevrelerine zarar verdikleri gibi kendilerine de zarar veren insanlardır. İyiliğin tanımı kişilerce değişmektedir. Herkes iyiliği farklı bir şeye benzetir. Bana kalırsa iyilik hamur gibidir. Yoğurmasını bilene vermek gerekir.

 

Kişiden kişiye değişiyorum. Çünkü insanlara güvenmiyorum. Birdenbire kendimi, boş bulunup söylediğim bir şeyi kimseye söylememesi için karşımdakini ikna ederken buluyorum. Söz vermesini istiyorum. İnandırıcı bir söz aldıktan sonra içimi rahatlatmaya çalışıyorum. Sonrası çok da şaşırtıcı olmuyor. Benim için önem arz eden bir şeyin insanların ağzında sakız olduğunu görüyorum. Kimisi sır diye verdiğini herkese yayarken kimisi de mezara kadar kendine saklıyor. Bu nedenle kişiden kişiye değişmememin benim iki yüzlülüğüme nazaran; sizlerin, insanların güvenini boşa çıkarmanızla alakası var.

 

Kişiden kişiye değişiyorum. Çünkü yanlış anlaşılmaktan korkuyorum. Bazen söylediğim sözlerin insanlarda yarattığı şaşkınlıkla bütünleşmiş hayal kırıklığı benim o söylediğim cümleyi kafamda tekrarlamama neden oluyor. ‘Acaba yüzü neden böyle bir hal aldı? Neyi yanlış anladı da bana öyle bakıyor? Ona kötü bir ânını mı hatırlattım?’ tarzı sorular beynimi kurcalıyor. Bu nedenle öncesinde kime ne söyleyeceğimi iyice ölçüp biçiyorum. Sonrasında karşımdaki kişi bu duruma nasıl tepki verir diye tahminde bulunuyorum. Eğer tahmin ettiğim şey verdiği tepkiyle uyuşmuyorsa karşımdaki kişiyle iletişimi kesiyorum. Çünkü ne ben onu iyi tanıyabilmişim ne de o, benim söylediğim sözlerin onu kırmak için olmadığını anlayabilmiştir.

 

 

Kişiden kişiye değişiyorum. Çünkü yalnızlığı tatmak istemiyorum. Bazı insanlar hiç beklenmedik bir anda giderler. Bazen söylediğin bir söz onu incitir, gider. Bazen yeteri kadar ilgi göremez, gider. Bazen sanıldığının aksine sevilmediğini düşünür ve yine gider. Bu kadar çok sebep olduğu için her insan birbirinden farklıdır. Kimisi en ufak bir şeye çok sevinir. Kimisi için o yaptığının zerre önemi yoktur. Kişiler farklı olunca gösterilmesi, söylenmesi, istenmesi gereken şeyler de değişir.

 

Kişiden kişiye değişiyorum. Çünkü orta yolu bulmanın doğru bir şey olduğunu öğrendim. Hayatın insanların kalbini kırmak için fazla kısa olduğunu fark ettim. Sevdiğim insanların düşüncelerine saygı duymam gerektiğini, zaman zaman çok katı olduğum konularda bile karşımdaki insan için düşüncemi az da olsa değiştirmeye çalışmamın kendimce doğru olduğunu keşfettim. Çokça empati kurmaya çalıştım. Bu sayede kimsenin kalbini kırmadım, kimseyi düşüncelerimiz çok zıt olmasına rağmen anlamamak için ısrar etmedim.

 

Ve son olarak, kişiden kişiye değişiyorum. Çünkü bazen alçakgönüllüyüm bazen kibirli. Bazen uysalım bazen geçimsiz. Bazen siyahım bazense beyaz. İçimde barındırdığım zıtlıklar beni fazlasıyla uçarı yapıyordu. Peki ben böyle olduğum için mi insanlar anlamazdı beni? Yoksa ben onları anlamadığımda mı böyle olurdum? Bilemedim…

(Visited 100 times, 1 visits today)