İnsanlık tarihi değişimlerle doludur ve bu değişim serüvenleri mağaradaki ilk günlerinden beri devam etmektedir. Mağarada yaşadıkları dönemler çevrelerinde bulunan bitki ve hayvanları toplayarak doğal halleriyle besleniyorlardı. Bu dönemlerde ateşi keşfetmediklerinden pişirmeyi henüz bilmiyorlardı ve besinlerini çiğ olarak tüketiyorlardı. Ateşin keşfiyle yemek pişirmeyi öğrendiler ve bu onların daha önce yiyemedikleri çok sayıda sert ve sindirilmesi zor olan besinleri de tüketebilmelerini sağladı. Pişirme, ayrıca hijyen de sağladığı için hastalık oranlarında büyük bir düşüş gözlemlendi. Ateşin etkisiyle kavurma, kurutma gibi işlemlerden geçirerek besinlerin daha uzun süre taze kalmasını sağladılar.
İnsanlığın bu ilkel dönemlerinde, muhtemelen kıyafetleri de yoktu. Çok soğuk ya da çok sıcak bölgelerde yaşayamıyorlardı. İklim olarak çıplak bedenlerine uygun olan bölgelere sıkışmışlardı. Hayvanlardan elde ettikleri deriyle kedilerine kıyafet yapabileceklerini öğrendikleri andan itibaren her türlü iklim koşullarına adapte oldular. Havanın sıcak veya soğuk oluşu onlar için çok bir sorun teşkil etmemeye başladı.
Tekerleğin icadı da insanların yaşama biçimleri üzerinde büyük etki yaratmıştır. Bu keşif ile ehlileştirdikleri hayvanların da yardımıyla daha ağır yükleri çok uzak mesafelere taşıyabilmişlerdir. Tekerleğin, ateşin, kıyafetlerin ve yiyecekleri saklayabilmelerinin sağladığı imkânlarla mağaradan kurtuldukları gibi dünyaları çok büyümüştür.
Tarih öncesinde gelişmeler binlerce yıl almıştır. Küçük değişikliklerin bile ortaya çıkması bu dönemlerde uzun zaman alıyordu. Modern zamanlara gelindiğinde ise değişimler dakikalara sığmıştır. Bazı köylere ilk elektriğin gelmesi ile aynı köyde yaşayanların akıllı telefonlarını kullanması arasında 50 yıl bile yoktur. Aynı köylerde dün karasabanla tarla sürülürken bugün bilgisayar kontrollü, insan gerektirmeyen makinalarla tarım yapılmaktadır.
Her gün uyuyup ertesi gün farklı bir dünyaya uyanıyoruz. Kullandığımız otomobiller daha güvenli bir hale gelirken aynı zamanda kendi kendine yol alabilmektedir. Trenler yavaş yavaş hızlanırken bir de bakıyorsunuz raylara değmeden gidebiliyorlar. Uçaklar başlangıçta sadece çok zengin insanlara hizmet ederken, imalatında meydana gelen teknik gelişmeler nedeniyle her ekonomik sınıftan insanın kullanabileceği basit araçlara dönüşmüştür. Yapay zekâ uygulamaları hızla yaygınlaşmakta ve bu sayede artık makinalar insanlarla konuşmakta, sesli komutlarla yönetilmektedirler. Ayrıca teknolojideki gelişmeler insanların yüzünü tanıyan, suçluyu suçsuzdan ayırt eden, kural ihlallerini takip eden teçhizatlar gelişmiştir. Evler akıllanmış, insansız fabrikalar kurulmuştur. Henüz mükemmel olmasa da simültane tercüme yapan uygulamalar piyasada satılmaktadır.
Değişim hiçbir zaman bu kadar hızlı ve bu kadar baş döndürücü olmamıştı. Değişime ayak uydurmak giderek daha zor ancak hayatımızın zorunlu bir parçası olmaktadır. İnsanların tümü bu değişime uyum sağlamakta aynı esnekliği gösterememektedirler. Bu konu artık başarıyla başarısızlığı, var olmayı ya da yok olmayı belirleyen esas unsur olmuştur. Hatta içinde bulunduğumuz dönem bizden değişime uyum sağlamamızdan fazlasını beklemektedir. Bizden istenen, değişime öncülük etmemiz ve katkı sağlamamızdır. Birçok yönüyle acımasız görünen bu konu, çağımızın bize dayattığı zorunluluklardan biridir.