O gün her zaman olduğu gibi yine okuldaydım. ilk defa ödevlerimi tam yapmış ve erkenden yatmıştım. Kendimi çok iyi hissediyordum ne yorgun ne de mutsuz hissediyordum. Aksine kendimi o kadar dinç hissediyordum ki öğretmenlerimden bir aferin bekliyordum. O gün ilk dersimiz Türkçe idi. Sıra arkadaşım Zeynep proje ödevim hakkında bana sorular soruyordu. ”Ne proje ödevi !?” diye sordum. UNUTMUŞTUM! Yine bir işi tam yapamamıştım. Öğretmenim bana kızmasın diye içimden bildiğim duaları okuyordum. Öğretmenimiz ilk test ödevlerimizi kontrol etmişti. Sıra artık proje ödevleri hakkında düşündüğümüz fikirlerimizi paylaşmaya geldi.
Ellerim titriyordu. Öğretmen ”Çocuklar sıra geldi proje ödevlerinize… ” ”Bakalım neler düşündünüz pastamız hakkında.” Ne pastası diye sorarsanız bizim proje ödevimiz aslında bir yarışma. Değişik şekillerde pastalar hazırlayıp yarışmada jürilere sunacaktık. Bu gün de pastamız hakkında bilgiler verecektik. Bir şeyler salladım. Acaba söylediğim pembe tavşan pastasını yapabilecek miydim?
Eve gittim anneme olanları anlattım. Unutmamam gerektiğini söyleyip pastamı kendim hazırlamamı istedi. Ne yapacağımı bilmiyordum. Ertesi gün yani cumartesi hazırlamayı planlıyordum. Güzelce dinlendim. Kalktığımda bir mutlulukla kahvaltımı yaptım. Mutluydum, ta ki proje ödevimi hatırlayana kadar. Kendimi bir hızla mutfağa attım. Annem ortalığı fazla dağıtmamam gerektiğini söylemişti. Dikkatli olmalıydım. Üç saatlik uğraşmadan sonra güzel bir sonuç çıkardığımı söyleyemem.
Pazartesi gelmişti. Öğretmen pastalarımızı fotoğrafını istedi. Baktı, baktı, çok bir şey söylemedi.
Pasta yarışması gelmişti. Detaya girmek istemiyorum. Sonuç olarak öğretmenim sayesinde yarışmayı ben kazandım.Canım öğretmenim.