İnsanoğlu, uzun yıllardır yeni gezegenler keşfetmek için büyük çaba sarf etmiştir. Özellikle 21. yüzyılda, Dünya’ya en yakın gezegen olan Mars’a gönderilen keşif araçları sayesinde bu çalışmalar hız kazanmıştır. Ancak bana göre, zaten yaşamak için en güzel gezegenlerden biri olan Dünya’da yaşıyoruz.
Ne yazık ki, çoğu insan bu değerin farkında değil. Bu bilinçsizlik, gezegenimizin giderek daha fazla kirlenmesine neden oluyor. Artan nüfusla birlikte kentleşme artıyor ve doğa daha fazla zarar görüyor. Ancak, yeni gezegenlerde yaşam arayışına odaklanmak yerine, kendi gezegenimize daha bilinçli bir şekilde sahip çıkarsak, bu tür çalışmalara belki de bir ya da iki yüzyıl daha gerek kalmaz.
Dünya, şu anda bize fazlasıyla yetiyor. Böyle bir yuvayı terk edip yeni bir ev bulmak, insanlık için oldukça zor ve karmaşık bir süreç olur. Bu nedenle, Mars’a yerleşme çalışmalarının önceliği bir süre daha ertelenmeli.
Dünya bize cömertçe güzelliklerini sunarken, bizim ona verdiğimiz zarar bu tür çalışmaların öne çıkmasına neden oluyor. Ancak tüm insanlık olarak el ele verirsek, gezegenimizi eski güzelliklerine kavuşturabiliriz. Eğer şu anki nesil böyle bir çalışma yaparsa, gelecek nesillere harika bir gezegen bırakabiliriz. Bu hedefe ulaşmak için reklam, broşür, eğitim gibi alanlarda projeler hazırlayarak insanları bilinçlendirmek çok önemli.
Mars’ta yaşam mümkün olsa bile, sekiz milyar insanı oraya taşımak ve yaşam alanları oluşturmak inanılmaz derecede uzun bir zaman alacaktır. Bu nedenle, nüfus artışı nedeniyle gezegenimize sığamayacağımız zamana kadar, yeni gezegen projeleri yerine Dünya’yı eski haline getirecek çalışmalara odaklanmalıyız.