Değersiz Gözüken Anket

12.03.2007

13 yaşında bir ergen olarak okul koridorlarından bir o yana bir bu yana dolaşıyordum. Hali ile okulda tanınan ve az çok herkesle muhabbet etmeyi başarabilmiş birisi olduğum için sadece yürümekle kalmayıp bir diğer yandan da diğerleri ile konuşabilme fırsatım vardı. Ders zilinin çalması ile herkes sınıflarına dağıldı. Ders başladıktan yaklaşık 10 dakika sonra kordidorda beliren topuklu ayakkabı sesi hepimizin ilgisini çekmişti. Odamızın yakınından geçtikten sonra uzaklaşmadığını fark ettik. Meğerse bizim sınıfa gireceklermiş. 11. Sınıflardan arkadaşım olan Kayra ile yanında okulumuzun müdürü birbirine bakıyor, müdüre hanım konuşmasını bekliyormuş gibi mimikleri ile Kayra’ya işaret veriyordu. Kendi aralarında anlaştıktan sonra Kayra elindeki bir deste kağıdı sınıftaki her bir bireye dağıtmak için sınıfımızın her yerini gezdi. Kağıdı çevirdim. Bana göre o zaman küçüklüğümün de etkisi ile o soru çok saçma gelmişti. Arkadaşlarla beraber yapılan anketle dalga geçip normalde istemeyeceğimiz şeyleri yazmaya başlamıştık bile. Teneffüs zili ile birlikte sınıf dağıldı. Bazıları ise hala anketi dalgaya vurmaya devam ediyorlardı…

17.03.2024

Eşim ve ben beraber tatile gitmeyi düşünüyorduk uzun zamandır fakat çocuklardan dolayı bir türlü zaman bulamadığımız için erteliyorduk. Sonunda hem Deniz belirli bir yaşa geldi de kendisine az da olsa bakabilmeyi öğrendi hem de ,çok sevdiği, anneannesiyle kavuşmanın bir yolunu buldu. Nihayet ikisi bir arada özlem giderebilecek ve biz de rahat rahat tatile çıkabilecektik.

Yaklaşık yarım saat sonra dışardaki fırtına yüzünden türbülansla karşı karşıya gelen uçağımızın dayanması çok kolay olamamıştı. Kendimizi acele bir biçimde birbirimize can yeleği takarken bulduk. Neyseki pilotumuz yeterince iyiydi. Onun sayesinde en ufak bir yara almadan kurtulabilmiştim okyanusun ortasına çarpan uçağımız ile. Eşimi baygın gördüm ve yüzerek onu belinden tuttum. Beraber dışarı çıktığımızda sarı bir bot gördük. Hemen önce eşimi botun üstüne atmayı başardım ardından yandaki merdiven tutamaçlarından tutunup kendim bindim. Bottaki yer sıkıntımız yüzünden başkası hayatta mı diye gidip de bakmamıştım. Hemen en yakın adaya doğru yelken açtım. Karaya vardığımızda yaptığım ilk şey yeri öpmek oldu. Ardından hemen eşime koştum. Biraz akciğerlerine bastırdıktan sonra yuttuğu suları yeniden çıkarmasını sağlamıştım. Uçağımızın kaybolduğu çok geç olmadan fark edilirdi. “Bizi aramaya illaki bir ekip gelecektir.” dedim kendi kendime. Yanımdan hiç ayırmadığım ,dede yadigarı, İsviçre Çakısının bu yolculukta -yani tatilde- işime yarayacağını hiç düşünemezdim. Bir yandan da botun içindeki gizli bölmedeki bir çantada bulduğumuz ip! O da bir o kadar işimize yaramıştı. Kıyafetimizi kesip ondan su arıtıcı yapmştık. Ve ip de her şeyi birbirine bağlama konusunda bize çok yardımcı olmuştu. Yiyecek işini de denizden yakaladığımız birkaç balığı ateşte bekleterek halletmiştik. Yukarıdan gelen bir helikopter sesi ile başlamıştık diğer güne. Bu bizim için şu ana kadar gelen en güzel haber bile olabilirdi. Helikopterdeyken o gün,12 Mart, aklıma geldi. Başıma bunların geleceğini bilseydim “Issız bir adaya düştüğünüzde yanınıza alacağınız üç şey ne olurdu?” diye sorulduğunda uzun uzun düşünürdüm. Nerden bilebilirdim bir gün bu anketin gerçek olacağını?

 

 

(Visited 32 times, 1 visits today)