Merhaba arkadaşlar,şimdi size vakit geçirmekten en çok hoşlandığım yerden bahsedeceğim. Kazan’ da dedemin de bahçesinin olduğu bir köy var. Köy, Ankara’da olduğundan, neredeyse her hafta sonu gideriz. Dedem gittiklerinde kalmak için bahçeye ev yaptırdı.Ben yaz tatili olduğunda kalıyorum sadece.Biz genellikle sabah erkenden gideriz köye, çünkü erik ve armut ağaçlarının altında güzel bir kahvaltı yaparız. Çimlerin üzerinde, babaannemin diktiği renk renk çiçeklerin yanında şahane bir kahvaltı masası hazırlanır. Babaannem çiçeklerine gözü gibi bakar, onlarla konuştuğunu bile gördüm.
Kahvaltıdan sonra çimlerin üzerinde babamla maç yaparız. Biraz yorulduktan sonra bahçedeki ağaçlardan meyve toplarız ve onları dinlenirken yeriz. Dedemin bahçesinde her türlü meyve var; elma, armut, kayısı, erik, üzüm, ahududu, frambuaz,çilek,kiraz. Köydeki iki tane sokak köpeğine babaannem sürekli yemek verdiği için bahçemizin kapısından hiç ayrılmıyorlar,yabancı biri gelirse hemen havlıyorlar. Birinin adını Maho koydu dedem. Maho dediğimizde hemen geliyor. O kadar büyükler ki bahçeye gelen insanlar ilk önce korkuyorlar. Babaannemin bir de sokak kedisi var, hamileyken geldi bahçeye babaannem ona çok iyi baktı. 4 tane yavrusu oldu.Hepsi de çok tatlı, hemen kucağımıza geliyorlar sevmemiz için. Öğleden sonraları ağaçların altında hamakta yatma vaktidir. Hamakta sallanırken ki uyku, en tatlı uykudur herkese tavsiye ederim.
Köyde tamirat işleri hiç eksik olmaz. Her zaman bir projesi vardır. Dedem tamirat yaparken yardım etmeye bayılırım, bazen bana da yaptırdığı oluyor. Dedeme çektiğimi söylüyor herkes çünkü ben de köydeyken hiç durmam,sürekli bir şeyler yaparım.
Bahçede dedemin yaptığı fırında, bazen babaannem bize pide yapar. Fırının içinde önce ateş yakılır ve fırının ısınması sağlanır. Sonra içindeki köz dışarı çıkarılır ve fırının sıcaklığıyla pideler pişirilir. Ve tabi köye gidilmişse akşam mutlaka mangal yakılır, sonrasında da babaannem mangal közünde mısır pişirir bize. Köyü çok seviyorum ve hiç sıkılmıyorum.