Dâhi Kime Denir?

Hemen hemen her durum için yaptığı analizlerle bize sadece bir bilim insanı değil aynı zaman da düşünür olduğunu kanıtlyan Einstein’ın en sevdiğim ve çok hak verdiğim bir sözü vardır: “Aslında herkes dâhidir. Ama siz kalkıp balığı ağaca çıkma yeteneğine göre yargılarsanız balık tüm ömrünü bir aptal olduğuna inanarak geçirecektir.” Ne kadar da ironik, ben de tam günlerdir bu konu hakkında düşünürken karşıma böyle bir blog konusu çıkması!  Bu konu hakkında sadece benim değil eminim ki birçok insanın söyleyecek çok şeyi vardır. Doğduğumuz andan ölene kadar ki süreçte hep karşılatığımız bir durum aslında, spesifik bir zamana ait değil.

Küçüklüğünüzden örnek vermek istiyorum sınıfta notları diğerlerine göre düşük olan öğrencilerle, ortalama veya yüksek notlara sahip olan öğrenciye gösterilen muamele aynı mı? Neyse ki hep notlarımın ortalamanın biraz üstünde bir öğrenci olmuşumdur yoksa karşılaşacağım muameleyi tahmin bile edemiyorum ama bu ayrımcılığı görmezden geliceğim anlamına gelmiyor. Hem küçüklükten itibaren çocuğa kendini işe yaramaz ve hiçbir konuda başarılı olamayacağı mesajı veriliyor hem de dışlanıyor. Herkes her konuda yetenekli olamaz zaten herkes aynı konuda yetenekli olsaydı yaşamanın ne anlamı olurdu ki.

Eğer insanlar yeteneksiz olduğu bir konu yüzünden küçük düşürüldüğünü, gururunun kırıldığını hissederse yetenekli olduğu dalı da yapmaya cesaret bulamaz. İşte bu yüzden öğretmenler dikkatli seçilmelidir ve çocukları küçük yaştan itibaren yetenekli olduğu alanlara yönlendirmesi gerektiğini düşünüyorum. Evet, insanları yargılamak kolay ama çözüm bulmak o kadar da kolay değil. Müfredat sistemi daha küçük yaşlardan itaberen eğilimlere göre olursa daha kolay ve başarılı olacağı kanısındayım. Sonuçta bir alanda uzmanlaşmak ve yapabiliceğini bilmek büyük bir motivasyon.

Her inanın farklı bir alana ilgisinin olduğunu kabul etme zamanı geldi de geçiyor, kendime en yakın örneklerden bir tanesini vermek istiyorum, tarih hocamız gerçekten tarihi yaşıyormuş gibi anlatıyor sınıfta anlamayan tek insan bile yoktur fakat şimdi biz bu tarih konusuna ilgili ve yetenekli öğretmenimizi alıp matematik öğretmeni olmaya zorlayabilir miyiz? Ya da tam tersi bir örnek de olabilir. Söylemek istediğim artık bırakın insanların yakasını da mutlu oldukları, sevdikleri işleri yapsınlar ve gerçekten severek yaptıkları için başarılı olsunlar. Ayrımcıkla da bir yere varamazsınız, o bu derste daha başarılı diye kayırdıklarınız konu geliyor, başarısız diye nitelendirdiğiniz insanlara ihtiyaç duyuyorlar.

Böylelikle gerçek dâhiler kim mi oluyor? Gerçek dâhiler işini tutkuyla, azimle yapanlar oluyor. Sen başarısızsın diyenleri umursamayıp yeteneğinin üzerine gidenler oluyor. Üzerine gittiği işin altından başarıyla kalkıp, insanları yargılamayan insanlar aksine destek veren kişiler gerçek dâhiler oluyor…

(Visited 409 times, 1 visits today)