Eylül ayından beri hepimiz çok bunalmıştık ve sonunda haziran geldi. Çalışanların bir kısmı izne çıktı, bir kısmı çıkmak üzere. Öğrenciler zaten tatil modunda. Tabii ki eğleneceğiz, rahatlayacağız. Bunu hepimiz çok hak ettik. Deşarj olup yeni sezona bomba gibi başlayacağız. Ama tatili yanlış anlayıp da, evde kanepenin üzerine uzanıp sabahtan akşama kadar film izlemek olmaz. Tam da bu noktada tatili hem verimli hem de keyifli nasıl geçirebiliriz. Bugün size birkaç tavsiyem var.
Yıl içinde, işte veya ders çalışırken zaman zaman nasıl bunaldığınızı, nasıl tatil hayalleri kurduğunuzu lütfen hatırlayın. Tatili nasıl iple çekiyorduk değil mi? Özellikle son birkaç haftada milyonlarca öğrenci sınava girmişti. Son aylarda bu öğrenciler çok yoğun şekilde çalışıyorlardı. Evet o günler geldi. Ya da birileri için çalışanların bir kısmı için gelecek diyelim. Şimdi yıl içerisinde biriktirdiğimiz o planlarımızı uzun uzun listeleri hadi masanın üstüne dökelim.
Yıl içerisinde bunaldığınız anlarda kendinize verdiğiniz sözlerden, stresli günlerde ‘’şu aylar gelse de, iznim de gelse, şunları yapsam, şunları öğrensem, şuralara gitsem, şu deneyimleri yaşasam‘’ dediğiniz sözlerden, o planlardan bahsediyorum. Lütfen onları ertelemeyin, onları ertelemeyin ki bir hayatı ertelemeyin. Tatilde belki abone olduğunuz bir film platformunda sabahtan akşama kadar film izlemek bazıları için çekici olabilir. Ama çekici olması her
zaman doğru olduğu anlamına gelmez. Özellikle; kendini gerçekleştirmek isteyen insanlar çekicilerin değil, doğruların peşinden koşar. Ben her zaman buna inandım. İstedikten sonra önünüzde sonsuz seçenek var. Yaz sadece güneş, plaj, deniz, eğlence, oynamak, dans etmek değildir. ‘’Ben insanlara fayda sağlamak istiyorum.Ama fayda sağlayacak bir ortam, bir gereç bulamıyorum.’’ Diye bir şey olamaz bence. Gidin birine okuma-yazma öğretin. Denizleri temizleyin, ağaçları sulayın, barınaklara gidin, fidan dikin, yaşlıları ziyaret edin. Olan yerden olmayan yere doğru olan akışı sağlayın. Bildiğiniz şeyi bilmeyene anlatın. Yani istedikten sonra önünüzde sonsuz seçenek, sonsuz kapı var. Koca yazın sadece plaj, ders, dans anıları sadece eğlence anıları ile geçmesine izin vermeyin.
Okullarda öğreniyoruz, yazıp çiziyoruz, karalıyoruz, kitaplar okuyoruz ama insan en iyi sahada pişiyor. Bence insan eğitim hayatını bitirmeden İşte 23 24 25 yaşına gelmeden mutlaka bir yerde çalışmış olması lazım. En kötü staj yapmış olması lazım. İş bitirme sorumluluğunu kazanması lazım. Bir şeyleri yetiştirme telaşını yaşaması lazım. Kendi kazandığı parayı harcamasına onu kullanmasını, onu değerlendirmesini öğrenmesi lazım. Bu insanı inanılmaz olgunlaştırıyor. Bilenler bilir kendi kazandığın parayı harcamak, hazır parayı harcamaya hiç mi hiç benzemez. Sonuç olarak akademik hayatı ile alakalı planladığınız geleceğinizle alakalı bir staj, hatta ücretsiz staj bile olur ya da kendinizi geliştirebileceğiniz bir işle ilgili çalışmanızı bizzat sahada pişmenizi birkaç hafta da olsa birkaç ay da olsa mutlaka öneriyorum.
Şöyle mantıksız bir durum var, siz de gözlemlemişsinizdir zaman zaman. Bazı insanlar tatile gider ama normal zamanda harcadıkları efordan çok daha fazlasını tatilde harcarlar. Döndüklerinde de perişan olmuş, yorulmuş olurlar. Neredeyse tatil dönüşü yeni bir dinlenme tatiline ihtiyaçları olur. Bu bence biraz mantıksız bir durum. ‘’Farkındalık’’ derin düşünmek, okumak, yazmak, kesin olarak ben bundan eminim dediğiniz konular hakkında daha detaylı araştırma yapıp onları sorgulamak, ilgi duyduğunuz alanlarla ilgili keşfetmekten korkmamak. Bunlar ve çok daha fazlası farkındalığınızı arttırır. Farkındalığınız arttığında da geçen zamanı çok daha verimli anlayabilir hale gelirsiniz. Her deneyimi yüreğinizde yaşarsanız ve kalıcı olur.