İlk çağlardan beri erkek bireylerin avlanarak ailelerini beslemesi ve onları korumayı üstlenmesiyle dişi bireylerin çocuklarına bakması günümüzde bile özünü korumaktadır. Bu nedenledir ki ”Çocuğa anne bakar.” tarzı bir anlayışın hüküm sürmesi şaşırtıcı olmamıştır. Geleneksel aile yapısı diyebileceğimiz bu olgunun yaşamın temel yapıtaşlarını şekillendirmekte olması, örneğin iş yerlerinde cinsiyete göre muamele ve verilen ücret farkı gibi, bizleri bu hususta düşünmeye itmelidir: Farklı bir düzeni uygulamaya koyabilir miyiz? Herhangi farklı bir düzenin toplumların geleceğini olumlu veya olumsuz etkileyeceği tartışmaya açık olacaktır ancak hayata geçirildiği takdirde nasıl değişimlere tanık olunacaktır? Bunu incelemekte fayda vardır.
Yeni bir düzen deyince ilk akla gelecek olan şeyin bu konuda cinsiyet rollerinin tekrar gözden geçirilmesi olması çok mümkündür fakat biz pratikte radikal hale gelebilecek bu faaliyete kalkışmayıp var olanı koruyarak ona birtakım avantajlar eklersek buna ne denebilir?
Günümüz koşullarında makul olan anne ve baba arasında çocuk bakımında görev bölümüdür, kabul. Buna rağmen yüzyılların getirisi olan sosyal düzeni görmezden gelebilmemiz ne yazık ki olağan görünmemektedir lakin değişen hayat koşulları da bizleri başka çözümler bulmaya sevk etmektedir. Bu yüzdendir ki anne olan ev hanımlarına maaş bağlanması bu hususta çok da uzak bir mevzu olarak görünmemektedir, bu faaliyetin desteklenmesi güçlü bir şekilde olasıdır. Düşünce yapısının hem modern hem de geleneksel olduğu bireylerde bu konuya karşı sıcak bir yaklaşım bekleyebiliriz.
Geleneksel bir bakış açısı şunu savunabilir:”Büyüyen ekonomi, zorlaşan hayat koşulları ve buna bağlı olarak azalan nüfus artışı aile kavramını olumsuz etkilemektedir. Kadınların da ev ekonomisine katkıda bulunmak zorunda hale gelmeleri çocukların ihtiyaç duydukları ilgiyi ya yeteri kadar alamamalarına ya da nadiren bakıcı misali kimselerden almalarına sebep olmaktadır halbuki çocuğa annenin bakması olması gerekendir. Tüm bu ekonomik kalkınma geleneklerimizi, toplumu koruyan değerleri ve aile kurumunu baltalamaktadır.”
Modern bir birey ise aslında imkanların gelişmesinin öncelikli olduğunu, aile kurumunun abartıldığı kadar zarar görmediğini, ekonomik büyümenin kaçınılmaz olup bunun da mutlaka getirilerinin olacağını fakat herhangi bir kaçışın pek de mümkün olmadığını savunabilir. Tabii ki modern düşünenlerin tamamını hissizlikle suçlamak da olmaz, bazıları vardır ki ev ve iş hayatının dengelenebileceğinin gayet de mümkün olduğu kanaatindedir.
Her iki tarafı da memnun edecek bir uygulama olarak ev hanımlarına maaş bağlanması fikri bu bağlamda hayata geçirilebilir. Geleneksel kesim için hem aile ve aileye bağlı değerler muhafaza edilmiş olacak hem de eve anne ve baba birlikte ekmek getirmiş olacaktır. Modernliği benimsemiş güruh için ise ev ve iş hayatının bu şekilde de dengelenebileceği düşüncesinin elle tutulur bir kanıtı olacaktır bu uygulama. Sonuçta ev hanımı hem çocuğunu layık olduğu gibi büyütecektir hem de toplumun bildiği ”çalışan kadın” gibi bir maaş da alıyor olacaktır, böylece hem ev ihtiyaca göre geçindirilecektir hem de topluma kazandırılan bireylerin gelişiminde varsa bir eksiklik ekseriyetle bu açıdan gözlemlenmeyecektir. Ev hanımlarına maaş bağlanmasını ciddiye almamız için önümüzde herhangi bir engel bulunmamaktadır. Belki de bu durum daha huzurlu bir toplumun inşasına giden küçük adımlardan biri olacaktır, kim bilir?
KAYNAKÇA:
Öne Çıkan Görsel: Link