Dağın Arkası

İnsan hayatı sürprizlerle dolu bir yoldur. Bu sürprizlerden bazıları iyi de olabilir, kötü de. Evrene test edilmek için geldiğimizi savunuyoruz ya hani, peki hayatımızda negatif bir şey gerçekleştiğinde ne yapmalıyız? Ayağımız kaydığında yolun sonuna mı gelmiş oluyoruz?

Pes etmek insan doğasında var. Fakat insan sıkıntı yaşadıkça, zorluklarla karşı karşıya kaldıkça hayata farklı bir pencereden bakmayı öğreniyor. Vazgeçmek bizi sonlara götürür. Umutlar ise bizi meraklandırır, heyecanlandırır ve bize yön gösterir. Aslında bir yandan da hayata hazırlar. Bizi olgunlaştırdığı gibi hayatta daha emin adımlar atmamızı sağlar. Bizi yaşama daha çok yaklaştırır. Kimse başarılara kolaylıkla ulaşmadı. Her şeyde olduğu gibi başarıya, mutluluğa, huzura giden yol da engebelidir. Bu bizim en büyük umut kaynağımız olmalıdır.

Yeri geldiğinde düşüşlerimiz de oldu, olacak. Yerden ancak ve ancak biz kendimiz kalkabiliriz. Yaptığımız hatalar veya karşımıza çıkan zorluklar hiçbir zaman bitmeyecek. Ne olursa olsun herkes önüne daha güçlü bir engelle karşılaştıkça öğreniyor. Tıpkı hatalarımız gibi. Yaptığımız yanlışlardan ders almak aynı yanlışı tekrar yapmayı engeller. Aynı şekilde zorluklar da karşlaştıkça nasıl baş edeceğimizi de öğreniyoruz ve bu bizi bir diğer aşamaya hazırlar.

Ailesi boşanan veya boşanmak üzere olan küçük çocukların zorlukları erken yaşta başlar. Bu, aslında başarısızlığın ya da zorluğun bizlere kazandırabileceği en iyi umut örneklerinden biri. Anne ve babamız bu hayatta bize yol gösteren en önemli insanların başında gelir. İlk zorluk anne ve baba arasında kalmaktır. Çünkü birini daha çok severseniz, diğeri gün geçtikçe sizden daha da uzaklaşır ve en sonunda yabancılaşır. Beraber yaptığınız aktiviteleri özlersiniz ve aslında hiçbir zaman ayrı olduklarını kabullenemezsiniz. Çünkü kalbinizde onlar hala birdir. Beraber gittiğiniz tatilleri ya da bir kere de olsa eskisi gibi bir aile olup sadece televizyon izlemeyi bile özlersiniz. İki bireyin de kendine ait özel hayatları var ve eninde sonunda her biri başka bir aileye sahip olacaktır. İçinizdeki o unutulma, yabancılaşma gibi hisler ağır basmaya başlar. Her sorununuz onlara bir yükmüş gibi gelmeye başlar. Fakat hayat devam ettiği için yepyeni bir sayfa açmanız sizin şansınız. İşte bu zorluklar bizi güçlendirir. Üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir şey yok.

Başka bir şeyle örneklendirecek olursam size ölümü söylerdim. Ölüm, başka biri için bir nokta, yolun sonudur. Aile bireyi, yakın arkadaş vefatları… Hepsi birbirinden trajik ve üzücü. Yıkılırsınız bir ölüm haberi alınca. Donakalırsınız, yutkunamazsınız, bazen de nasıl tepki vereceğinizi hiç bilmezsiniz. O kişiden geriye kalan tek değerli şey anılar olur. İçinizi acıtır, boşluk hissedersiniz. Bir süre belki yerde kalmak iyi gelebilir ama sizin hayatınız bir noktaya ulaşmadı. Bu yarayı, bu acımasız hissi kendinizden itekleyip ayağa kalkmanız gerekir. İşte bu asıl zorluk, ayağa kalkmak ve umut sahibi olmak.

Düşmekten korkmamalıyız. Sadece buna hazırlıklı olup ayağımız kaydığında kalkabilmeyi ve her zamankinden daha dik, güçlü yürümeyi öğrenmeliyiz. Elimize de bir umut ışığı alıp hayatın zevkli yönlerine odaklanmamız gerekir. Her dağın arkasında bir gökkuşağı vardır.

(Visited 35 times, 1 visits today)