CyFi

Yıl 2451. Dünya’yı çok ileri düzeydeki bir imparatorluk yönetiyor. Bu imparatorluğun ismi “CyFi”. İmparatorluğun isminin bu olmasının nedeni iki tane, birbiriyle kardeş olan, imparator olması ve bu imparatorlardan birinin isminin Cydo, diğerinin ise Fido Olması.

Bu kişiler, yokluktan varolmuş gibi, tam 2400 yılında CyFi imparatorluğunu kurmuşlar. Bu kişilerin kim olduğunu, nereden geldiğini, neden tam olarak 2400 yılında geldiğini kimse bilmiyor. Ancak bilinen bir tek şey var, o da bu kişilerin aslen dünyalı olmadığı. Tam olarak nereden geldikleri bilinmese de, atmosfer dışında bir yerden geldikleri kesin.

CyFi imparatorluğunun monarşik sistemi yüzünden insanlar gelişmiş teknolojiyi kullanamıyor. Normalde 2451 yılında hiçbir cihaz olmadan, sadece bir çiple uzaktan bağlantıyı geçebilsen bile, insanlar buna erişemiyor. Sadece CyFi imparatorluğunda yetkisi olan diğer uzaylılar bunu kullanabiliyor. İnsanlar 20. yüzyıldaki teknoloji ve fakirlikteler.

İnsanlar CyFi imparatorluğunun bu monarşik yönetiminden hoşnut değiller. Fakat bunu belli etmiyorlar. Bunun nedeni önceden bu hislerini belli eden insanlara olan şeyler. CyFi kurulduktan 2 yıl sonra, bir grup insan isyan etmeye kalkışmış. İsyan eden herkes acımasızca ileri düzey uzaylı silahları patlatılmış. Başka bir zaman da, suikast düzenleyeme kalkışan insanlar, başka insanların gözü önünde hiç görülmemiş bir şekilde idam edilmiş.

Cydo çok soğukkanlı, sessiz biri. Ayrıca çok korkutucu gözüküyor. Buzdan oluşan bir kafası var, üstünde mavi simgeleri olan beyaz renkli bir zırhı var. Eğer yeteri kadar yakınına giderseniz donarak ölebilirsiniz. Fido’nun ateşten kafası var. Kendisi ne kadar sıcak olsa bile hiç sıcakkanlı değil. Kardeşine göre çok daha agresif. Çoğunlukla onun düşünmeden yapacağı hareketleri Cydo durduruyor. Fido’nun da beyaz bir zırhı var ama üstünde kırmızı simgeler var. Bu kardeşler yarattıkları sıcaklıklarından dolayı aralarında her zaman en az 5 metrelik bir mesafe bırakıyorlar. Cydo, kardeşine göre daha zeki, fakat Fido ona göre daha güçlü.

Bu imparatorluk sayesinde farklı ırklar ve mezhepler birleşti. Artık birbiriyle kavgalı olan ırklar da barışık. Dünya artık birlik olmuş durumdaydı. Aslında bunun nedeni artık aynı yönetim altında olmaları değildi, hepsinin aynı şeyden nefret etmeleriydi. Hepsi imparatorluktan nefret ediyordu. İmparatorluğu destekleyen sayılı gruplar var.

Bu imparatorluktan nefret eden kişilerden biri ise Vex. Vex 23 yaşındaki bir erkek. Vex diğer insanlara göre daha farklı. Yine diğer insanlar gibi imparatorluktan nefret ediyor, fakat bunu dile getirmeyi planlıyor ve bundan çekinmiyor. Kendisi silah ve cephane konusunda uzmanlaşmış birisi ve cumhuriyet istiyor. Bunun için bir grup oluşturmaya çalışıyor. Kendisiyle aynı düşüncede olan insanları topluyor. Şu an bu grup yaklaşık on bin kişiden oluşuyor ve 5 yıla kadar bunu yüz bin kişi yapmak istiyor.

Aradan yıllar geçiyor, insanlar fakirlikten, açlıktan, ve haksızlıklardan dolayı ölüyor. Sadece 3 yıl geçmesine rağmen Vex’in grubunda bir milyon kişi oluyor. Grup gizli kalıyor. Herkes imparatorluğun yıkılmasını o kadar istiyor ki, milyon kişi arasından kimse bu grubu imparatorluğa yaymıyor ve grup gittikçe daha çabuk büyüyor. Grubun ismi “Anti-CyFi” oluyor.

2 sene sonra, grupta tam tamına on milyon kişi oluyor. 28 yaşındaki Vex daha da çok silah ve strateji konusunda daha çok uzmanlaşıyor. Harekete geçmek için ideal zamanı bekliyor, ve daha da güçlenmenin gerektiğini düşünüyor. Bu yüzden daha harekete geçmiyor.

1 yıl sonra grupta on beş milyon kişi bulunuyor. Gruptaki herkese savaş eğitimi veriliyor. Her şey güzel gidiyor derken, imparatorluk bir açıklama yapıyor. Bir grup insan Anti-CyFi ile alakalı konuşurken uzaylılardan biri bunu duymuş ve hemen imparatorlara bunu iletmiş. İmparatorlar bunun üzerine bu açıklamayı yapıyor. Bu üç kişilik grup televizyonda canlı olarak, Cydo’nun emri ile Fido tarafından yakıp kül ediliyor. Sonra da Cydo kameraya bakarak bie tehditte bulunuyor: “Eğer Anti-CyFi üyelerinin hepsi teker teker kendini belli etmezse, bu Dünya’yı tek bir lazerle yok edeceğiz! Bizim kaybedecek birşeyimiz yok, uzaya kaçarız. Herkesin kendisini belli etmek için 1 yıl süreniz var!”

Birkaç ay geçiyor, sadece birkaç kişi kendini teslim edip öldürülüyor. Geri kalan on beş milyon kişiden bir çıt bile çıkmıyor, Vex dahil. Vex kendisini temsil etmese bile birtakım çalışmalar yapıyor. En yakın arkadaşı Azure ile beyin fırtınası yapıyor. Vex aklında bir plan olduğunu söylüyor, fakat Azure bunun işe yaramayacağını söyleyerek üzgün bir şekilde “Yapacağımız hiçbir şey kalmadı. Artık ölmeye mahkumuz.” diyor. Bunun üzerine Vex “Benim yapamayacağım şey yoktur.” diyerek konuyu orada kapatıyor.

Tam 364 gün sonra, bombanın patlatılmasına 24 saat kala bir zamanlayıcı kuruluyor. Vex uzun yıllar boyunca yaptığı planlamaları bugün kullanmaya başlıyor. Teşkilatı ortaya çıktıktan sonra on milyon kişi daha topladığı için şu an yirmi beş milyon kişiden oluşan bir grubu var. 24. yüzyıldaki atalarından kalma ileri teknoloji haber cihazlarını kullanarak dünyanın dört bir yanından oluşan bu gruptaki herkesi, dünyanın tam ortasında bulunan CyFi binasına yönlendiriyor. 12 saat sonra birleşiyorlar, ve yirmi beş milyon kişiden oluşan bu grup saldırıya geçiyor. Farklı yerlerde görevlendirilmiş uzaylılar imparatorlara haber veriyor ve Anti-CyFi ile çatışmaya giriyor, ancak hiçbir uzaylının ileri düzey silahları bu kalabalığı yıkamıyor.

Bombanın atılmasına son bir saat kala binanın önüne ulaşıyorlar ve etrafını sarıyorlar. Herkes binaya ateş ediyor ve patlatıyor, ama bina özel bir metalden yapılmış olduğu için hiçbir şey işlemiyor. Binanın en tepesinde imparatorlar bulunuyor. Bina o kadar uzun ki, hiçbir silah mermisi oraya yetişemiyor ve imparatorlar bile zor görünüyor. Cydo “Bunu yapmayın, hepiniz öleceksiniz.” diyor. İnsanları bunu dinlemeyrek ateş etmeye devam ediyor. Cydo dinlemediklerini görünce ateş etme emri veriyor. Binadaki tüm makineler saldırıya geçiyor ve Fido ateş topları fırlatıyor. Cydo ise içeri giriyor. İnsanların tek bir şansı var, o da içeri girip onları alt etmek.

Makineler o kadar güçlü ki, on beş dakikada iki buçuk milyon kişi ölmüştü. Savaşı yöneten Vex dahil, insanlar içeri giriyor, Azure ve çoğu insan da dışarıda ateş ediyor. İçeri giren insanlar uzaylıları öldürüp kendilerini feda ediyorlar. Vex diğer insanlara göre arkadan gidiyor ve özel telsiziyle komut veriyor. İnsanlar gittikçe ilerliyor ve binanın tepesine çıkmaya başlıyor.

Bombanın patlamasına son on dakika kala, insanlar en tepedeki katın bir altındaki kata ulaşıyor. Bu kattaki Cydo insanları görünce üst kata çıkıyor. Bu katta özel birim ve makinelerle donatıldığı için geçmek nerdeyse imkansız. Bazı insanlar 24. yüzyıldan kalma bombalarla bir şekilde bu katı hallediyor.

Bombanın patlamasına iki dakika kala son kata Vex dahil 50 kişi ulaşıyor. Koca binanın içine on binlerce kişi girmişti ve en sona sadece 50 kişi ulaşabilmişti. En üst katta sadece Cydo ve Fido var. Herkes Fido’nun atağını beklerken, Cydo yere sertçe ayağını vuruyor ve etrafa kocaman buz kristalleri yayılıyor. Bu atak yaklaşık 14 kişinin aşağı düşmesine ve 2 kişinin bunlar tarafından kesilerek ölmesine sebep oluyor. Kalan 34 kişi bu ataktan afallamış bir şekilde dururken Fido insanlara ateş yumruğu atarak yakıyor. Geriye sadece 12 kişi ve Vex kaldı. Vex saldırı emri verdi ve hepsi ateş etmeye başladı. Cydo ve Fido insanüstü refleksleri sayesinde bu mermilerin hepsinden kaçmayı başarabilirdiler. Vex daha hiç ateş etmemişti. Cydo bu durumdan hoşnut değildi. Cydo “Sen neden hiç ateş etmiyorsun?” diye sordu. Vex “Canım istemiyor.” dedi. Fido, çok korkunç bir yüz ifadesiyle alaycı bir şekilde sordu, “Daha ateş etmeyi bilmiyorsun, değil mi?” diye sordu. Vex telsizine ağzını getirdi ve “Bomba imha uzmanları yer altındaki bombanın yanında mı?” diye mırıldandı. Bunu Cydo da, Fido da fark etmemişti. Vex, evet cevabını duyduktan sonra Fido’ya bir söylemde bulundu: “İstersen ateş edebilirim.” Fido “Dene.” dedi, yine korkutu yüz ifadesiyle. Vex ateş etti. Fido yerinden bile kımıldamadı. Çünkü mermi Fido’nun yaklaşık iki metre uzağına gitmişti. Fido, şaşkın bir yüz ifadesiyle “Sen gerçekten de ateş etmeyi bilmiyorsun.” dedi. Vex hala gülüyordu. Fido bu durumu anlamayarak, Vex’in bir oyunu olduğunu düşündü. İki eliyle ateş topu oluşturdu ve bağırarak Vex’in üzerine koşmaya başladı. Cydo’nın “Dur!” diyen bağırışıyla Fido durdu.

– Ne var? Ne yaptığımı görmüyor musun?

– Sesi dinle.

Tiz bir ses vardı. Herkes sesin geldiği noktaya baktı. Üzerinde patlayıcı yazan bir maddeden sıvı sızıyordu. Vex, “Demek ki silah kullanmayı biliyormuşum.” dedi gülen bir surat ifadesiyle. Fido o kadar sinirliydiki vücudundaki ateşler kızgınlaşıyordu. Hemen o patlayıcıya maddeye koştu. Cydo ise iki saniyede kendisine buzdan bir merdiven oluşturup yukarıda kimsenin fark edemediği bir uzay gemisine binip atmosferden çıktı. Fido, giden kardeşine hayal kırıklığıyla baktı. Sonra patlayıcı maddeyi eline aldı. Tam fırlatırken madde patladı. Bu kocaman bir patlamaydı ve binanın yarısı yıkıldı. Fido ve diğerlerinden eser kalmamıştı. İnsanların sevinç çığlıkları duyulabiliyordu. Azure mutluydu, ama gözündeki yaşları gizleyemiyordu.

(Visited 20 times, 1 visits today)