Ben Fatıma,3 çocuklu bir kadınım. Çok zor zamalar geçirdim.Biz zamanlar yıl 1914 bir haber geldi o gün,beyimin savaşa gitmesi gerektiği,vatani görevini yerine getirmek için savşması gerektiğini öğrenmiştim o gün.Daha yeni doğan kucağımda bir bebek,etrafta koşuşturan 2 küçük çocuk ile uğurladım beyimi.Bana ağlıyorum diye kızmıştı ve haklıydı da fakat elimde değildi.Hep yavrularımı ne ile doyuracağımı düşünüyordum.Ben sütten kesileli 1 hafta olmuştu,zaten kıtlık vardı eşim zar zor ekmek getiriyordu.Anlıyacağınız durmum çok vahimdi.Eşim aldı beni karşısına,öptü alnımdan”Paşamın emrettiği gibi ben oraya savaşmaya değil,ölmeye gidiyorum.Sakın kendini kaybetme,güçlü dur,ayakta dur;yavrularıma iyi bak.Kömür gözlüm Allah’a emanet olun.”dedi ve çekip gitti.Bende kaldım bir başıma.Oturdum,düşündüm hemde çok düşündüm.O haklıydı yıkılmayacaktım,dimdik ayakta duracaktım diye tam bir karar almışken aklıma aniden bir fikir geldi.Kendi kendime dedim ki:”Madem benim eşim savaşmaya gidiyor,kahramanlık yapıyor benim de bu çorbada bir tuzum olsun,gideyim bir çadıra hemşirelik yapayım.”Artık kararımı vermiştim çok zordu ama genede koymuştum kafama,yavrularımı ellere bırakıp gidecektim tıp bacısı olmaya.Komşumun durmu bizden kat ve kat daha iyiydi,gidip konuştum o da anlayış gösterdi açtı evini çocuklarıma.Onların kokularını son bir kez daha içime çekip çıktım yollara askerlerimize yardıma.Aradan 2 gün geçmişti ve ben bir çadrıda bacılığa başlamıştım.Orada Zerrin abla ile tanıştım birkaç bir şey öğretti bana ve hemen başladım koşuşturmaya.İlk günüm çok zor geçmişti,gün içinde koşuşturmaktan aklıma gelmiyordu ama başımı o küçük yastığa koyduğum anda yaşlar boşalıyordu gözlerimden.Hep kendimi avutmaya çalışıyordum ama ne fayda.
Aradan 4 yıl kadar geçti.Savaş aynı hızı ile devam ediyordu.Ümitliydim savaşın biteceğine ki kara bir gün geldi…Annemi kaybettim.O kadar büyük bir acıydı ki anlatmak istesem kelimelere sığmaz,göstermek istesem bedenim dayanmaz.Kabullenememiştim çünkü hayatta tek örnek aldığım kadın o idi.O her zaman kadınların da haklarının olduğunu savunurdu.Ben onun sayesinde ayakta dururken yaslanabilecğim tek direk olan annnemi de kara toprağa vermiş oldum.Umudum da kalmamıştı bu savaşın biteceğine,hayat artık durmuştu benim için.
Savaş bitmişti artık,hayat yeniden şenlenmişti insanlar için.Paşaların Paşası Atam savaştan sonra bir konuşma yaptı lakin o konuşmanın hala bir kısmı kulaklarımda çınlıyordu:”Bu Cumhuriyet’i biz kurduk,onu yükseltecek olan sizlersiniz!”Tamda o sırada bu vazifeyi görev bilerek Cumhuryetimizi yükseltmek için yemin ettim.
Ben Fatıma,Tansu Çiller’in en yakın arkadaşı ve onun öncüsüyüm.Cumhuriyet’imiz ilan edilmesi sayesinde kadın hakları genişletildi ve kadın erkek eşitliği getirildi.Bilakis daha nice yenilikler sağlandı.
Cumhuriyetimizin 100. Yılı bize en büyük bayramdır.Cumhuriyet hem benim yaşadığım gibi bireysel ve ayrıca toplumsal huzuru,neşeyi ve çağdaşlığı sağlamıştır.Yaşasın Cumhuriyet