Bu yıl cumhuriyet tarihimizin ilk asrı ve bu bütün milletimiz için çok önemli. Cumhuriyet kazanılırken çok acı çekildi ama sonuca değmişti.
Tarihler 10 Ağustos 1920’yi gösterirken I. Dünya Savaşı sona ermiş, Osmanlı savaştan çekilmiş ve Sevr Antlaşması imzalanmıştı. Bu antlaşma adeta koca bir ulusun ayaklar altına alınması demekti. Bu antlaşmayı kabullenemeyen ve o zamanlar bir Osmanlı askeri olan, I. Dünya savaşında harika işler başarmış, Yıldırım Orduları Generali Ali Rıza oğlu Mustafa Kemal idi. İstanbul’dan Bandırma vapuru ile Samsun’a geldi ve burada Milli Mücadele’nin fitilini ateşledi. Atatürk bu yolda güçlü devletlere karşı savaşsa da arkasında onu destekleyen koca bir Türk milleti vardı. 30 Ağustos’ta Büyük Taarruz başladı ve galibiyetle sonuçlandı. Fakat bu savaşı kazanmak için bir devrin güneşi battı. Cumhuriyet ilan edildikten sonra Türk milleti modern bir hal aldı. Halka seçme ve seçilme hakkı verildi, kıyafet kanunu, harf devrimi vb. devrimlerle Cumhuriyet’in 10. yılında modern bir toplum haline gelen genç Türkiye Cumhuriyeti en iyi zamanlarını yaşıyordu. Tarihler 10 Kasım 1938’i gösterirken zaman durmuştu. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk hayatını kaybetti. Cumhuriyeti kolay kazanmadık ve kolay kaybetmeyeceğiz. Cumhuriyet bizim için çok önemli ve bu yazımı Atatürk’ün bir sözüyle bitirmek istiyorum:
“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”