Cumhuriyetin 100. yılını kutladığımız bugünlerde, Türkiye’nin büyük bir gururla geride bıraktığı bir asrı kutlamanın sevinci içerisindeyiz. Cumhuriyet, ulusumuzun onurlu ve özgürce yaşamasını sağlayan, bizi bir arada tutan temel taşımızdır. Bu önemli dönüm noktasında, cumhuriyetin 100. yılına yakışır bir şekilde kutlama yapmanın önemini anlamak ve geleceğe daha güçlü adımlar atmaya hazırlanmak gerekmektedir.
Birinci Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle birlikte, Osmanlı İmparatorluğu yıkılmış ve yerine çağdaş bir ulus devleti kurulmuştur. 29 Ekim 1923 tarihinde cumhuriyetin ilan edilmesiyle beraber, Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesi resmen tescillenmiştir. Ardından bu şanlı ülke tam olarak kurulmuştur. Koskoca 100 yıldır, 1 asırdır bu toprak bütünlüğü içinde bağımsızlığımızı koruyoruz. Eski zamanlarda yapılan fedakarlıklar boşa gitmemiştir. Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları direniş başlatmıştır ve başarılı bir zaferden sonra Türkiye kurulmuştur. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk 3 büyük cephe açmıştır düşman askerlerine karşı. 1.Cephe Güney Cephesinde mücadele, Fransızlara ve Ermenilere karşı yapılmıştır.
Batı cephesi ise 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’in işgal edilmesi ile başlamıştır. Batı cephesinin açılmasının nedeni Türk ordusunun güçlenmesini engellemek ve Sevr Antlaşması’nı zorla kabul ettirmektir. Başta İzmir olmak üzere çevre illerde de Yunan işgali başlayınca, bu işgale direniş için bölge halkı tarafından Kuvaye-i Milliye birlikleri oluşturulmuştur. Böylece Batı cephesi; Akhisar, Aydın, Ayvalık, Bergama, Nazilli, Salihli ve Soma bölgelerinde başlamıştır.
Doğu Cephesinde, İngilizlerin destek verdiği Ermeniler ile savaşılmıştır. Bu ülkenin hala sapasağlam durması tesadüf değildir. 100.yılımız kutlu olsun…