Bir bebek geldi dünyaya, adı Mustafa’ydı, Selanik’te doğdu. Osmanlı Devlet’i, o zamanlarda batı ülkelerine göre çok geriydi. Yıllar geçti, Mustafa Selanik Askeri İdadisinden mezun oldu. Daha sonra Kurtuluş Savaş’ı başladı, ardından BMM açıldı. Tarihler 19 Mayıs 1919’u gösterirken Atatürk Milli Mücadele’yi başlatmak üzere Samsun’a gitti. Samsun’un ardından Havza’ya gitti. Havza ve Amasya’da genelgeler yayınladı. Sırada kongreler vardı, kongreler için Erzurum ardından Sivas’a gitti. Bu kongrelerde halkın bilincini uyandırmak ve milli inancı yüceltmekti amaç ve Milli Mücadele’nin sonu gelmekteydi. Son şehir olarak Ankara’ya gelmişti ve Ankara’da artık ismi BMM değil, TBMM olmuştu. Bu yenilikle birlikte Türkiye’nin kurulması an meselesi olmuştu. Tarihler 28 Ekim 1923’ü gösterirken Atatürk, “Yarın cumhuriyet ilan edilecek.” dedi ve öyle de oldu. 29 Ekim 1923’te Türkiye Cumhuriyet’i kuruldu. Cumhuriyetin kurulmasıyla ekonomi canlandı, insanlar batı ülkelerine kıyasla gelişmeye başladı. İnsanlar modern hayata ayak uydurmaya başladı ama bu yeniliklerin başkomutanının da maalesef bir sonu vardı. 10 Kasım 1938’de Atatürk, saat sabah dokuzu beş geçe hayata gözlerini yumdu. İnsanları derin bir hüzün kapladı ama insanlar bir zaman sonra kendi hayatlarına döndüler. Şimdiye göre o zaman ki Türkiye çok daha moderndi ama bu zamanın yenilikleri de var tabii. İyimser bir bakış açısıyla iyi ki diyebileceğimiz birçok şey var: Bunlardan biri de cumhuriyet…